DM
Divan-ı Medeniyet

Bismillâhirrahmânirrahîm

Divan-ı Medeniyet Bildirgesi

Temel Metin
Divan-ı Medeniyet Stratejik Tefekkür Girişim Grubu, İslam’ın doğru anlaşılması ve hayatın her safhasında görünür ve uygulanabilir olması için özgün bir sistematikle faaliyet göstermeyi hedefleyen, kar amacı gütmeyen sivil bir oluşumdur.

Çağdaş dönemde, ümmetin ve insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda sağlıklı İslamlaşmanın gerçekleştirilebilmesi için, başlangıç olarak 11 alanda, sistematik, somut faaliyetlerin gösterilmesi gerektiğini benimsemiştir.

Divan-ı Medeniyet, bu alanda faaliyet gösteren, İslam’ın barış, kardeşlik ve insanlığa fayda prensipleri ile uyumlu, tüm sivil, ticari, siyasi ve uluslararası faaliyet, teşebbüs ve kurumları desteklemektedir.

Bildiri; İslamlaşma çalışmalarının mahiyeti, sebebi ve nasıl yapılması gerektiğini açıklayan bir üst metindir. Bildiri metinleri, tüm müslümanlar tarafından birbirlerine ve geniş kitlelere anlatılacak çağdaş dünya için İslami çözüm önerileri olarak düzenlenmiştir.

Bildiri metinlerinde, bireyler, kurumlar, devletler, uluslararası ve çok boyutlu olmak üzere 5 düzeyde çalışmalar öngörülür. Divan-ı Medeniyetin çalışma stratejisine göre, sağlıklı, sürdürülebilir İslamlaşma için her düzeyde yapılacak faaliyetler vardır.

Bildiriler; programlar ve projelerle somutlaştırılarak uygulamaya konur. Proje; tek boyutlu çalışmaları ifade eder. Program; birden çok projenin birleşimi ile gelişen çalışmalardır.

Bildirilerde geçen proje ve programlar, tasarı aşamasındadır. Paydaşlarla geliştirilen istişari süreçler çerçevesinde geliştirilecektir.

İÇERİK:

  1. Sünnete Uyum Programı

  2. Tefekkürü Teşvik Programı

  3. Ümmet Kardeşliği Programı

  4. Bilişimin İslamileştirilmesi Programı

  5. Teknolojinin İslamileştirilmesi Programı

  6. Girişimciliği Teşvik Programı

  7. İktisadın İslamileştirilmesi Programı

  8. Aileyi Güçlendirme Programı

  9. Akrabalığı Güçlendirme Programı

  10. Toplumun İslamlaşması Programı

  11. Çevreyi Koruma Programı

    GİRİZGAH

Bildiriler, İslam ümmetinin ve insanlığın ihtiyaçlarına çözüm bulmak için, birbiriyle bağlantılı alanlarda geliştirilmiş fikri çerçeveler ve eylem planlarını içerir.
Divan-ı Medeniyet, Sünnete uyum hedefiyle, toplumun İslamlaşması istikametinde aile ve akrabalık bağlarını güçlendirerek, ümmet kardeşliğini inşa etmeyi amaçlar. Bu gayeyle tefekkürü teşvik ederken, modern hayatın vazgeçilmesi haline gelen teknoloji ve bilişimin İslamileştirilmesi gerektiğini savunur. İslamlaşmanın, iktisadın İslamileştirilmesi ve çevreyle/doğayla uyum içerisinde gerçekleştireceğinin bilincinde olarak, bu süreçte girişimciliğin önemli bir yer tuttuğunu savunur.

Sünnete Uyum Programı: Sünnet’e Uyum Programı, Hz. Peygamber’in söz ve uygulamalarını bireysel, toplumsal ve kurumsal düzeyde hayat tarzına dönüştürmeyi amaçlar. Çünkü Sünnet, insan fıtratına uygun evrensel ahlak ilkeleri sunar; Müslümanlar için İlahi muradın sergilendiği nebevi rehberdir; toplumsal huzur ve dayanışmayı güçlendirir. Bu uyum, bireylerin ibadet, ahlak ve ilişkilerinde örnek almasıyla; kurumların yönetim şemalarını sünnet istikametinde yapılandırmasıyla, bilinçlendirme faaliyetleri ve sorumluluk projeleri yürütmesiyle; devletlerin sünnete uyum çerçevesinde kamu politikaları geliştirmesiyle ve Müslüman ülkelerin ortak eğitim ağları kurmasıyla sağlanır. Bu yol haritası, Nebevi Sünneti çağdaş dünyaya hikmetle taşımayı hedeflemektedir.

Tefekkürü Teşvik Programı: Tefekkür İslam’da derin düşünme ve ibret alma eylemidir. Çünkü insan, aklıyla anlam üretir; tefekkür, bireyin imanını derinleştirir, ahlakını geliştirir ve toplumun kalkınmasına katkı sağlar. Müslüman, Kur’an ayetleri, tabiat, olaylar ve kendi iç dünyası üzerine düşünerek bilinçli yaşamalıdır. Bu kültür, eğitimle, kurumların faaliyetleriyle ve devlet politikalarıyla yaygınlaştırılabilir. Amaç; düşünen, üreten, hikmetli bireylerden oluşan bağımsız ve erdemli bir toplum inşa etmektir. Tefekkür, hem ibadettir hem medeniyet kurucu bir güçtür. Bu manada Divan-ı Medeniyet, müslümanları Kur’an ve Sünnet ilkeleri ve yaşadıkları modern hayat üzerine tefekküre davet eder. Zira modern hayatın açmazlarını çözmek için, müslümanlar daha nitelikli, somut, sistematik ve uzun soluklu tefekkür süreçlerine ve eylem planlarına ihtiyaç duymaktadır.

Ümmet Kardeşliği Programı, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e tabi olan tüm müslümanları bir ümmet olarak kabul ederek, aralarında birlik, dayanışma ve karşılıklı sevgi bağını ifade eder. Ümmetçe birlik olmak, Allah’ın emridir. Divan-ı Medeniyet hareketinin, ümmet düşüncesi, tüm dünyadaki müslümanlar arasındaki kardeşlik bağlarının güçlendirilmesini hedeflemektedir. Ümmet birliğinin günümüz dünyasında nasıl hayata geçirilebileceğini ele almaktadır. Tüm Müslümanlar, ümmet birliğini gerçekleştirmek için, bireysel, kurumsal düzeyde ortak bilinci kuşanmalı, somut projelerle birbirlerine destek olmalı ve İslam’ın kardeşlik prensibini hayatlarının her alanında uygulamalıdır. Bu çabanın sonucunda, güçlü, dayanışma içinde ve dünya sahnesinde etkili bir İslam ümmeti gerçekleştirmek mümkün olacaktır. Etkili İslam Ümmeti, tüm dünya barışına katkı sağlayacak en önemli uluslararası toplum olacaktır.

Bilişimin İslamileştirilmesi Programı, teknolojinin İslami ilkelere uygun hale getirilmesidir. Çünkü dijital dünya, insanın fıtratına ve ahlakına zarar verebilecek unsurlar içerir. Müslümanlar, dijital araçları helal ve etik ilkelerle kullanmalı; haram içeriklerden uzak durmalıdır. Bu hedefe, bireysel bilinçlenme, İslami yazılım üretimi, devlet politikaları ve uluslararası iş birliğiyle ulaşılır. Eğitim, sertifikasyon, helal fintech ve sosyal medya projeleriyle bu dönüşüm sağlanabilir. Amaç, teknolojiyle gelen imkânları Allah’ın rızasına uygun şekilde kullanmak ve ümmetin dijital geleceğini korumaktır.

Teknolojinin İslamileştirilmesi Programı, teknolojiyi İslami değerlerle ve insan fıtratıyla uyumlu hale getirme sürecidir. Çünkü modern teknoloji, insanı yabancılaştırabilir, değerleri aşındırabilir; bu nedenle adalet, mahremiyet ve denge esas alınmalıdır. Müslüman bireyler bilinçli tercihler yapmalı, kurumlar helal üretim ve etik yayınlar geliştirmeli, devletler fıtrat temelli teknoloji politikaları izlemelidir. Uluslararası düzeyde iş birlikleriyle, çevreye ve ahlaka duyarlı sistemler kurulmalıdır. Amaç, teknolojiyi bir nimet olarak Allah’ın rızasına uygun şekilde kullanmak ve hem insanlığa hem ümmete hizmet eden bir altyapı haline dönüştürmektir.

Girişimciliği Teşvik Programı: Bu program müslüman bireylerin özellikle helal sektörlerde girişimci olmalarını teşvik etmeyi amaçlar. Çünkü girişimcilik, insanın yaratıcı potansiyelini ortaya çıkarır, helal kazanç sağlar ve ümmetin ekonomik bağımsızlığına katkı sunar. Müslümanlar girişimcilikle hem bireysel hem toplumsal refaha ulaşabilir. Bu hedefe ulaşmak için bireysel bilinç, kurumsal destek, devlet politikaları ve uluslararası işbirlikleri gereklidir. Eğitim, finansman, işbirliği ve inovasyona dayalı projelerle bu vizyon hayata geçirilebilir. Amaç, İslami değerlere dayalı güçlü bir ekonomik yapı inşa etmektir.

İktisadın İslamileştirilmesi Programı, ekonomik hayatı İslami ilkelere göre düzenleme sürecidir. Çünkü mevcut sistemler sömürü ve faiz temellidir; bu da adaletsizlik ve huzursuzluk doğurur. İslamî iktisat sistemi ise helal kazanç, adil paylaşım ve toplumsal dengeyi esas alır. Bu dönüşüm, bireylerin helal ticaret ve zekat gibi uygulamalara riayet etmesi, kurumların faizsiz finans ve sosyal sorumluluk projelerini inşa etmesi, devletlerin mikro ve makro düzeyde İktisadi düzenlemeler gerçekleştirmesi ve İslam ülkelerininse ortak finans yapıları kurmasıyla mümkündür. Amaç, ahireti gözeten, ahlaki, kanaatkar, çevre ve fıtrata uyumlu sürdürülebilir ve ümmet bilinci taşıyan bir ekonomik sistem kurmaktır. Ekonomik faaliyetler de kulluğun bir parçasıdır.

Ailenin Güçlendirilmesi Programı; Aile, insanın fıtratına uygun yapısıyla bireyin psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan temel kurumdur. Ayrıca diğer tüm gelişmelerin temeli, aile ocağında yetişen biyolojik ve ruhen sağlıklı, özgüveni yüksek, dava sahibi fertlerin çalışmasıyla doğrudan ilgilidir. Bu nedenle aile korunmalı ve güçlendirilmelidir. İslam, Kur’an ve Sünnet aracılığıyla sevgi, merhamet ve sadakate dayalı aile ilişkilerini teşvik eder. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak da aile, milli ve manevi değerlerin aktarımı için vazgeçilmezdir. Aile bağları bireysel davranışlarla, kurumsal politikalarla ve devlet destekleriyle güçlendirilmelidir. Uluslararası düzeyde ise İslam ülkeleri arasında ortak aile politikaları oluşturulmalıdır. Böylece hem dünyevi huzur hem de uhrevi saadet hedeflenebilir.

Akrabalığın Güçlendirilmesi Programı: Akrabalık, bireyin doğuştan sahip olduğu sosyal çevreyi oluşturur ve aidiyet, psikolojik direnç, toplumsal uyum gibi temel bireysel ve sosyal ihtiyaçları destekler. Sağlıklı akrabalık bağları aile ilişkilerinin korunması için stratejik öneme sahiptir. Güçlü akrabalık bağları, kamusal sosyal güvenlik kurumlarından çok daha etkili psiko-sosyal ve ekonomik katkılar sağlayabilmektedir. Modern bireyselleşme akımı, ailenin küçülmesi, doğurganlık oranlarının düşmesi ve sosyal kopukluklar, akrabalık bağlarını da tehdit etmektedir. İslam, akrabalık ilişkilerini ilahi bir emir olarak görür; aynı zamanda bu ilişkiler kültürel devamlılık ve toplumsal dayanışmanın da temelidir. Akrabalık; bireysel çabalar, kurumsal bilinçlendirme, devlet politikaları ve uluslararası iş birliğiyle korunabilir. Bu program, akrabalık konusunda dini sorumluluğu ve sosyal ihtiyacı bütüncül biçimde ele alır.

Toplumun İslamileştirilmesi Programı: Bireyden sosyal süreçlere kadar her düzeyde İslami değerlerin sosyal hayata yerleştirilmesini amaçlar. Bu süreç, insanın ahlaki yapısına uygun bir düzen oluşturmak, müslümanların dini sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak ve toplumsal huzuru temin etmek için gereklidir. Bilimsel çalışmaların da gösterdiği üzere inancını özgürce yaşayan bireyler, ruhen daha sağlıklı olmakta, sosyal çevreleriyle daha olumlu ve etkili iletişim kurmaktadır. Toplumların İslamlaşması programı, bireylerin doğru İslami hayat tarzını öğrenmesi ve içselleştirmesi, sivil toplumun eğitim ve yardımlaşma faaliyetleri yürütmesi, devletin kamu kurumlarında müslüman vatandaşların ihtiyaçlarına yönelik yeni politikalar geliştirmesi ve İslam ülkeleri arasında kültürel ve diplomatik iş birliğinin artırılması gerekir. Böylece adalet, merhamet, yardımlaşma ve kardeşlik esaslı bir toplum inşa edilebilir.

Çevreyi Koruma Programı, çevrenin Allah’ın insanlara emaneti olduğunu vurgulayarak bireylerin, kurumların, devletlerin ve uluslararası toplumun bu emaneti nasıl koruyabileceğine dair kapsamlı bir yol haritası sunar. Çünkü çevre, insan sağlığı, toplumsal huzur ve gelecek nesillerin yaşam hakkı için vazgeçilmezdir. Bu nedenle bireylerin bilinçli tüketimle, kurumların sürdürülebilir üretimle, devletlerin çevre yasalarıyla ve Müslüman ülkelerin iş birliğiyle çevreyi koruması gerekir. İslam’ın değerleri ve anayasal sorumluluklar bu çabayı hem dini hem etik bir yükümlülük haline getirir.

ProgramNe / TanımNiçin (Gerekçe)Nasıl (Yöntem)
Sünnete Uyum ProgramıHz. Peygamber’in söz ve uygulamalarını hayat tarzına dönüştürmeyi amaçlar.Sünnet, fıtrata uygun evrensel ahlak sunar; toplumsal huzuru ve dayanışmayı sağlar.Birey, kurum ve devlet düzeyinde bilinç, yapılandırma ve iş birliğiyle uygulanır.
Tefekkürü Teşvik ProgramıKur’an, tabiat, olaylar ve hayat üzerine düşünmeyi teşvik eden, sağlıklı düşünme becerileri geliştirmeyi amaçlayan düşünce eğitimi programıdır.Muhakemesi sağlam bireyler, sorumluluk bilinciyle özgürleşir; kendileriyle ve çevreleriyle sağlıklı iletişim kurar.Eğitim, kurum faaliyetleri ve devlet politikalarıyla yaygınlaştırılır. Düşünce kulüpleri ile yaygınlaşır.
Ümmet Kardeşliği ProgramıTüm Müslümanlar arasında birlik, sevgi ve dayanışma hedefler.Ümmet bilinci Allah’ın emridir; birlik, küresel barış ve refah getirir.Bireysel bilinç, kurumsal iş birliği ve somut projelerle sağlanır.
Bilişimin İslamileştirilmesi ProgramıDijital araçların İslami ve fıtri ilkelere uygun hale getirilmesini hedefler.Dijital alemin, fıtrata ve ahlaka zarar vermesini engellemek, bilakis ahlaki fayda üretmesi hedeflenir.Bilinçlenme, helal yazılım geliştirme, sertifikasyon ve iş birliğiyle yürütülür.
Teknolojinin İslamileştirilmesi ProgramıTeknolojiyi fıtrat ve İslami değerlere uyumlu hale getirmeyi amaçlar.Modern teknoloji insanı yabancılaştırabilir; insanın kendi ruhi bütünlüğü ve çevresiyle ilişkilerinde teknolojinin ergonomik olarak kurgulanması gereklidir.Bilinçli kullanım, helal ve etik teknik üretim, devlet politikaları ve uluslararası iş birlikleriyle.
Girişimciliği Teşvik ProgramıMüslüman bireyleri helal sektörlerde, ahlaki esaslar doğrultusunda girişimciliğe yönlendirir.Helal kazanç sağlamak, ümmetin toplam refahını artırmak, ekonomik bağımsızlığa katkı sunmak için gereklidir.Bireysel bilinçlenme, eğitim, finansman, iş birliği ve inovasyonla desteklenir.
İktisadın İslamileştirilmesi ProgramıEkonomik sistemin, adil, paylaşımcı, faiz ve israf yasağı gibi İslamî ilkelere göre yeniden yapılandırmayı amaçlar.Mevcut sistemler israf ve sömürüye dayalıdır; İslam adaleti esas alır. Üretim ve tüketimin tüm süreçlerinde iktisatlı olunmalıdır.Birey, kurum, devlet ve ümmet düzeyinde zihinsel yapısal dönüşümle uygulanır.
Ailenin Güçlendirilmesi ProgramıAileyi korumak ve İslamî değerlere göre güçlendirmeyi hedefler.Aile bireyin ihtiyaçlarını karşılayan temel kurumdur. Ailenin korunması insanın korunmasıdır.Bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası politikalarla yürütülür.
Akrabalığın Güçlendirilmesi ProgramıAkrabalık bağlarını koruma ve güçlendirme programıdır.Aidiyet, direnç ve toplumsal uyum sağlar. Birey ve ailenin güçlü olması için gereklidir. Bireysel ve sosyal kriz zamanlarında teminattır.Bireysel çaba, bilinçlendirme, devlet desteği ve iş birlikleriyle sağlanır.
Toplumun İslamileştirilmesi Programıİslamî değerleri sosyal hayatın süreçlerine yerleştirme sürecidir.İslam hukuki ve ahlaki düzen sağlar; huzur ve bireysel sorumluluk bilinci oluşturur.Eğitim, STK faaliyetleri, kamu politikaları ve uluslararası iş birliğiyle yürütülür.
Çevreyi Koruma ProgramıÇevrenin korunmasını İslami ve etik bir sorumluluk olarak ele alır.Çevre, insanın yaşam alanıdır. Çevrenin tahribi insanlık neslini yok oluşa sürükler.Bilinçli tüketim, sürdürülebilir üretim, çevre yasaları ve iş birlikleriyle yürütülür.

Sünnet’e Uyum Bildirisi

Sünnet Nedir / Tanım

Sünnet, Hz. Peygamber’in müslümanlar için örnek oluşturan söz ve uygulamalarına dayanılarak bireysel, toplumsal, kamusal ve uluslararası alanlarda ortaya konulan dünya görüşü ve yaşam tarzıdır. Bu bildiri, Müslümanların belirtilen alanlarda Sünnet’e göre hareket etmelerini teşvik etmeyi amaçlar ve bu yaşam tarzını modern dünyaya uyarlamaları için bir rehber niteliği taşımaktadır.
Tüm Müslümanlar, özellikle de ilim adamları, kanaat önderleri ve eğitimciler, Sünnet’i doğru anlamalı, uygulamalı ve topluma aktarmalıdır. Bu çabanın sonucunda, İslam’ın özüne uygun, çağdaş sorunlara çözüm üretebilen, dinamik ve bilinçli bir Müslüman toplum oluşması hedeflenmektedir.

Niçin Sünnete Uyum Sağlanmalıdır?

Bir insan olarak

Sünnet, insanlığın fıtratına uygun, evrensel ahlak ve değerleri içeren bir yaşam rehberidir. İnsan olarak, bu rehberi takip etmek, daha erdemli ve huzurlu bir hayat sürmemize yardımcı olur.

Bir Müslüman olarak

Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb Suresi, 21)
Bu ayet, Peygamber Efendimiz’in yaşantısının bizim için en güzel örnek olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, “De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.’” (Âl-i İmran Suresi, 31) ayeti, Allah’ın sevgisini kazanmanın yolunun Peygamber’e uymaktan geçtiğini belirtmektedir.

Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak

Sünnet’e uyum, toplumsal ahlakın ve değerlerin korunmasına, sosyal adaletin sağlanmasına ve toplumun huzur ve refahının artmasına katkıda bulunur. Sünnet, istişareyi, ilmi, çalışkanlığı ve aklın kullanılmasını teşvik ederek toplumun gelişmesine ve ilerlemesine katkı sağlar.

Bir Müslüman ülke vatandaşı olarak

Sünnet’e uygun bir hayat tarzı, Müslüman ülkelerdeki ortak değerleri güçlendirir, kültürel ve manevi birlikteliği sağlar. Bu durum, İslam coğrafyasındaki dayanışmayı ve kardeşliği pekiştirir.

Sünnete Nasıl Uyum Sağlanmalıdır?

Bireysel Planda
Günlük yaşamda Sünnet’i örnek alabilir.
Hadis ve Sünnet okur-yazarlığı geliştirebilir.
Sünnet’e dair sahih kaynaklardan bilgi edinebilir.
Peygamber Efendimiz’in ahlakını hayatına taşıyabilir.
Sosyal ilişkilerde Sünnet’e uygun davranışları benimseyebilir.
Çocuklara ve çevreye doğru Sünnet bilincini aşılayabilir.

Kurumsal Planda (STK ve Şirketler)
Sünnete uyum programlarına yönelik akademik çalışmalar teşvik edilmeli ve sünnet standardının oluşmasına gayret edilmelidir.
STK’lar sünnete uyum programı yayınlamalı ve müslüman kurum ve şirketleri sünnete uyum belgesi ile derecelendirerek değerlendirmelidir.
STK’lar camilerde ve halk merkezlerinde Sünnet anlatıları, siyer okumaları düzenlenebilir.
Şirketler iş ahlakını Sünnet’e uygun şekilde yeniden yapılandırabilir.
Çalışanlara yönelik Sünnet seminerleri ve bilinçlendirme faaliyetleri düzenleyebilir.
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde Sünnet öğretisinden ilham alınabilir.

Devlet Düzeyinde
Kamu yayıncılığında Sünnet’e uygun metotların benimsenmesi teşvik edilmelidir.
Toplumsal uzlaşı ve arabuluculuk mekanizmalarında Sünnet referans alınmalıdır.
Sünnet temelli aile politikaları geliştirilmeli, evlilik ve çocuk terbiyesi desteklenmelidir.

Uluslararası Boyutta
Müslüman ülkeler arası ortak siyer ve Sünnet temelli eğitim programları teşvik edilmelidir.
Sünnet’e dayalı sosyal değerlerin İslamofobiye karşı bir savunma hattı olarak sunulması sağlanmalıdır.
Sünnet’in evrensel ahlaki değerlerini tanıtacak dil çokluğuna sahip platformlar kurulmalıdır.
İslam dünyasında ortak bir Sünnet araştırmaları ağı oluşturulmalıdır.

Çok boyutlu Program ve Projeler:
Bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası düzeyde katılım gerektiren programlardır.

  1. Sünneti Uygulama Kılavuzları Hazırlamak

    1. Akademik düzeydeki çalışmalarla, sünnetin bireysel, kurumsal, kamusal ve uluslararası düzeyde detaylı envanterinin çıkarılmalıdır.
    2. Bu standart kılavuzlar, din bilimleri yöntemleri ile toplumsal zeminde çalışılmalıdır.
  2. Sünnete Uyum Modelleri Geliştirmek

    1. Eğitimciler pedagojik yöntemle sünnete uygun eğitim modelleri üzerine çalışmalıdır.
    2. Diğer tüm sosyal ve kurumsal alanlarda, uzmanların nezaretinde uyum kılavuzları hazırlanmalıdır.
  3. İslam Ülkeleri Sünnet Standartları Kurumu Oluşturmak

    1. İslam ülkelerinde sünnetin yerel ve evrensel/toplumlar üstü özelliklerini tespit edecek uluslararası statüde bir kurum tesis edilmelidir.
    2. Oluşturulan kurumların, stklar, şirketler ve kamu kuruluşlarının sünnete uyum standart kriterleri açısından denetlenmesi sağlanmalıdır.

Sonuç

Bu bildiri, Sünnet’in günümüz şartlarında nasıl anlaşılması ve uygulanması gerektiğine dair bir yol haritası sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, Sünnet’e uymak, sadece geçmişi taklit etmek değil; Peygamber Efendimiz’in öğretilerini anlayarak, onları hikmetle ve bilinçle çağımıza taşımaktır. Sünnete uymak, İslam’ı Allah rızasına uygun şekilde yaşamaktır.

Tefekkürü Teşvik Bildirisi

Ne / Tanım

Tefekkür, İslam’da derin düşünme, ibret alma ve akıl yürütme anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de defalarca emredilen tefekkür, insan aklının en yüce işlevlerinden biridir. Bu bildiri, başta Müslümanlar olmak üzere tüm insanları, Allah’ın yarattığı evren, kendi varlıkları ve İslam’ın ilkeleri üzerinde derin düşünmeye teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Tefekkür eden birey, kendisine, topluma ve çevresine karşı daha bilinçli ve sorumlu davranır. Bu çabanın sonucunda, bireylerin olumlu duygular geliştirmesi, doğru kararlar alması ve İslam’ı daha derinlemesine anlaması hedeflenmektedir.
Tefekkür eden bir toplum; güçlü, üretken, barışçıl ve hikmete dayalı bir medeniyetin inşasına katkı sunar.

Niçin Tefekkür Edilmelidir?

Bir İnsan Olarak

İnsan, aklı ve düşünme yeteneğiyle diğer varlıklardan ayrılır. Tefekkür eden insan, duygularını yönetebilir, anlamlı kararlar alabilir, topluma fayda sağlar. Kendi varoluşunu, çevresini ve iç dünyasını anlamak isteyen her insan için tefekkür vazgeçilmezdir.

Bir Müslüman Olarak

Allah Teala şöyle buyurur:
“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için ibretler vardır.” (Âl-i İmran, 190)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurur:
“Bir saat tefekkür, bir yıl (nafile) ibadetten hayırlıdır.” (Beyhakî)
Tefekkür, imanı derinleştiren, ibadeti bilinçli hale getiren ve ahlaki olgunluğu artıran bir ibadettir.

Bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Olarak

Tefekkür kültürü; bilimsel düşünceyi, sorgulamayı, stratejik aklı ve çözüm üretmeyi teşvik eder. Bu da toplumsal gelişim, eğitim kalitesi, adaletin tesisi ve kalkınma gibi alanlara doğrudan katkı sağlar. Düşünen bireylerden oluşan bir toplum, dışa bağımlılığı azaltır ve bağımsız fikir üretir.

Bir İslam Ülkesi Vatandaşı Olarak

Müslüman bireyler düşündükçe, İslam ve insanlığın faydasına olacak faaliyetlere istekli olurlar. Düşünen bireylerden oluşan bir müslüman toplum, dışa bağımlılığı azaltır ve bağımsız fikir üretir. İslam gerçeğini benimseyerek kardeşliği geliştirmek için gerekli girişimlerde bulunmaya istekli olur.

Nasıl Tefekkür Edilmelidir?

Bireysel Planda

  • Düşünmenin önünde engel olan, uyarıcı bombardımanına karşı bilinç geliştirmek
  • Bilgiyi değerlendirmek için, İslami Okur-yazarlık becerilerini geliştirmek
  • Günde belirli zamanlarda sessiz düşünme ve içsel muhasebe alışkanlığı geliştirmek
  • Kur'an-ı Kerim'deki tefekkür ayetlerini okuyup anlamaya çalışmak
  • Tabiatı, olayları, insan ilişkilerini ibret ve hikmet penceresinden gözlemlemek
  • Günlük hayatta karşılaşılan meseleleri derinlemesine analiz etmeye çalışmak
  • Gündelik ibadetlerin iç anlamı üzerine yoğunlaşmak
  • Tefekkürü destekleyen kitap, makale ve videoları takip etmek

Kurumsal Planda (Sivil Toplum ve Eğitim Kurumları)

  • Tefekkür temalı seminer, atölye ve forumlar düzenlemek
  • Okullarda ve medreselerde "İslami düşünce becerileri" dersleri eklemek
  • Sivil toplum kuruluşlarının düşünce yayınları üretmesi, tefekkür kültürünü yayması
  • İş yerlerinde karar alma süreçlerinde hikmet ve tefekkür temelli yaklaşımlar geliştirmek
  • Medya organlarının tefekkürü teşvik eden programlar yayınlaması

Devlet Düzeyinde

  • Eğitim müfredatına eleştirel düşünme ve değer temelli tefekkür dersleri konulması
  • Bilimsel ve kültürel teşvik politikalarında akıl yürütme, çözüm üretme gibi kriterlerin yer alması
  • Kamu kurumlarında "tefekkür saatleri" veya felsefi iç değerlendirme pratiklerinin desteklenmesi
  • Toplumsal medya okuryazarlığı ve tefekkür temelli iletişim eğitimi verilmesi

Uluslararası Düzeyde

  • İslam dünyasındaki düşünürlerin eserlerinin ortak platformlarda paylaşılması
  • Tefekkür temalı İslam konferanslarının düzenlenmesi
  • Müslüman ülkeler arasında tefekkür içerikli öğrenci değişim programlarının teşvik edilmesi
  • Küresel ölçekte İslam felsefesi ve aklî düşünce mirasının tanıtımı
  • Uluslararası dijital platformlarda tefekkür içeriklerinin yaygınlaştırılması

Çok Boyutlu Program ve Projeler

1. İslami Tefekkür Eğitim Programı

1.1. Kur'an'daki tefekkür ayetlerinin işlenmesi
1.2. Hadislerde tefekkür vurgusunun dersleştirilmesi
1.3. Okullarda "aklî gelişim" modülleri ile tefekkürün desteklenmesi

2. Düşünce Geliştirme Atölyeleri

2.1. İslami perspektifle mantık ve eleştirel düşünce eğitimleri
2.2. Tartışma ve argüman üretme becerileri kazandırma programları

3. Tefekkür ve Teknoloji Entegrasyonu

3.1. Tefekkürü destekleyen mobil uygulamalar ve günlük düşünce önerileri
3.2. Yapay zekâ destekli dijital tefekkür rehberleri

4. İslami Düşünce Ekollerini Tanıtım Programı

4.1. Gazalî, İbn Sina, İbn Rüşd gibi büyük âlimlerin eserlerinin günümüze aktarılması
4.2. Çağdaş İslam düşüncesi temsilcilerinin sistematik şekilde incelenmesi

5. Toplumsal Tefekkür Seferberliği

5.1. Camilerde tefekkür halkaları kurulması
5.2. Sosyal medyada "Bugün ne düşündün?" kampanyalarının başlatılması

Sonuç / Hatırlatma
Bu bildiri, tefekkürün İslam’daki önemini vurgulayarak bireyleri, kurumları ve toplumları derin düşünmeye davet etmektedir. Unutulmamalıdır ki:
“Siz hiç düşünmez misiniz?” (En’âm Suresi, 50)
Bu ilahi soru, her bireyin tefekkür etmesi gerektiğini ortaya koyar. Tefekkür, bireyin hem dünyevî hem uhrevî kurtuluşunun kapılarını aralar. Her Müslüman, düşünceyle derinleşen bir kulluk anlayışını yaşam biçimi haline getirmelidir.

Ümmet Kardeşliği Bildirisi

Ümmet Nedir / Tanım

Ümmet, Hz. Muhammed (s.a.v.)’e tabi olan ve İslam’ı kabul eden tüm toplulukları ve milletleri kapsayan bir kavramdır. Ümmet kardeşliği ise, bu topluluğun üyeleri arasındaki birlik, dayanışma ve karşılıklı sevgi bağını ifade eder. Bu bildiri, Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağlarının güçlendirilmesini ve bu birliğin günümüz dünyasında nasıl hayata geçirilebileceğini ele almaktadır. Tüm Müslümanlar, ümmet bilincini geliştirmeli, birbirlerine destek olmalı ve İslam’ın kardeşlik prensibini hayatlarının her alanında uygulamalıdır. Bu çabanın sonucunda, güçlü, dayanışma içinde ve dünya sahnesinde etkili bir İslam ümmeti oluşturulması hedeflenmektedir. Etkili İslam Ümmeti, tüm dünya barışına katkı sağlayacak en önemli uluslararası toplum olacaktır.

Niçin Ümmet Olunmalıdır?

Bir insan, müslümanların ümmet olmasını niçin desteklemelidir?

Ümmet kardeşliği, insanlar arasında sevgi, saygı ve dayanışmayı teşvik eder. Bu, daha barışçıl ve adil bir dünya düzeninin temelini oluşturur. İnsan fıtratı, bir topluluğa ait olma ve dayanışma içinde yaşama ihtiyacı duyar. Ümmet kardeşliği bu ihtiyaca cevap verir.
Tarihi tecrübeler de göstermiştir ki, Müslüman toplumlar daha barışçıl toplumlar olup, hakim oldukları coğrafyalarda farklı dinlere geniş hoşgörü ve özgürlük ortamı sağlamışlardır. İslam'ın egemen olmadığı toplumlarda, dini, etnik ve diğer sebeplerle çıkan çatışma, huzursuzluk ve savaşlar, bunlara bağlı ölümler daha yüksektir. Dolayısıyla müslümanların birlik olması ve çeşitli coğrafyalarda hakimiyeti, insanlık için en barışçıl seçenektir.
Müslüman olmayan kişiler, adil oldukları ve saldırgan tutumlar sergilemedikleri sürece Müslümanlardan zarar gelmeyeceğini bilirler. İslam ümmeti, insanlığın barış, dostluk ve kardeşlik içinde yaşamasını destekler. "İnsanların en hayırlısı, insanlığa faydalı olandır" düsturu ile bütün insanlara faydalı olmayı bir görev bilir.

Bir Müslüman olarak

Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." (Hucurat Suresi, 10) Bu ayet, Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağının önemini vurgulamaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmana) teslim etmez." (Buhari ve Müslim) buyurarak, bu kardeşliğin pratik boyutunu açıklamıştır.

Bir Türkiye Vatandaşı olarak

Ümmet kardeşliği, ülkemizin İslam dünyasındaki liderlik rolünü güçlendirir, dış politikada yeni işbirliği imkanları sunar ve kültürel etkileşimi artırır. Ayrıca, toplumsal dayanışmayı güçlendirerek iç barışa ve sosyal adalete katkıda bulunur.

Bir Müslüman Ülke Vatandaşı Olarak

Müslüman toplumların dayanışma içinde olması, kültürel çeşitlilik, ekonomik güvenlik açısından önemli kolaylıklar sağlar. Ortak tarihi, inanç eksenli kültürel bağlar ve coğrafi yakınlıklar birey ve toplumların dayanışma ve kaynaşmasını kolaylaştırır.

Nasıl Ümmet Olunmalıdır?

Bireysel Planda

Çeşitli dost meclislerinde ümmet kardeşliği konusunu gündemde tutmak,
Ümmet tarihi, kültürü, coğrafyaları ve güncel durumları hakkında okumalar yapmak,
Ümmete ait film, müzik vb sanat eserleriyle ilgilenmek,
Ümmeti oluşturan milletlerin dil ve kültürlerini öğrenmek,
Ümmete mensup insanlarla tanışmak kaynaşmak, kalıcı dostluklar tesis etmek
Ümmet coğrafyalarına tarihi, turistik, ticari, eğitim vb vesileleriyle yolculuklar yapmak,
Ümmetle ilgili her türlü kültür öğesi, ticari ürün yahut veriyi, diğer kültürlere öncelemek

Kurumsal Planda (Sivil Toplum Örgütleri ve Şirketler)

Sivil sahada yapılabilecek faaliyetlerin organize edilmesini sağlar. Bireylerin bilinçlendirilmesi, hukuki çerçevede yaygın ve örgün eğitim faaliyetleri, kültürel, sportif etkinlikler düzenler.
Şirketler, tüm ticari faaliyetlerini, personel politikalarını ümmetin menfaatine olacak şekilde yapılandırır.

Devlet Düzeyinde

Müslüman toplumların yaşadığı devletlerin birey ve kurumların ümmeti teşvik çerçevesinde yaptığı çalışmaları desteklemesi öngörülür.
Müslüman toplumların yaşadığı devletlerin dış politikalarında, tarih, kültür, din yakınlığı olan toplumlarla geliştirilecek her türlü işbirliği çalışmasında aktif rol alması, teşvik etmesi, destek sağlaması, diplomatik ve diğer kurumsal katkıları sağlaması, ön açması, strateji geliştirmesi beklenir.

Uluslararası Boyutta

Ümmetin birliği, siyaset arenasında güçlü bir şekilde seslendirilmelidir.
Ümmet coğrafyalarındaki her türlü hadise, ümmetin ortak girişimine açıktır.

Çok boyutlu Program ve Projeler

Bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası düzeyde katılım gerektiren programlardır.

1. Ümmet Medya Platformu

  1. İslami değerleri ve ümmet bilincini güçlendiren içerikler üreten dijital platformlar oluşturulması
  2. Müslüman ülkeleri tanıtan oyunların üretilmesi ve yaygınlaştırılması
  3. Ümmet reklam platformları ve ajanslarının kurulması
  4. Müslüman ülkeler arasında bilgi ve haber akışını sağlayacak ortak bir medya ağı kurulması

2. İslam Dünyası Ekonomik İşbirliği Projesi

  1. Müslüman ülkeler arasında serbest ticaret anlaşmalarının teşvik edilmesi, gümrük anlaşmalarının ve vergin avantajlarının sağlanması
  2. Ortak İslami finans kurumlarının oluşturulması
  3. Ortak ödeme yöntemlerinin geliştirilmesi
  4. Uluslar arası şirketlerin tesis edilmesi
  5. Dış ve iç ticarette İslam toplumlarının ürünlerinin öncelenmesi

3. Ümmet Bilinci Eğitim Programı

  1. Örgün ve Yaygın eğitim kurumlarında ve camilerde ümmet kardeşliği konusunda dersler verilmesi
  2. Farklı Müslüman ülkelerden gelen öğrenciler için değişim programları düzenlenmesi, bu tür programların teşvik edilmesi
  3. Ümmet öğrencileri için özel burs programları tesis edilmesi

4. Ümmet Dayanışma Ağı

  1. Afet ve kriz durumlarında Müslüman ülkeler arasında hızlı yardımlaşma mekanizmalarının kurulması
  2. Yoksullukla mücadele için ümmet çapında projeler geliştirilmesi
  3. Zekat kurumunun güçlendirilmesi

5. İslam Dünyası Eğitim Programları

  1. Eğitim programlarına ümmet bilincini teşvik eden içeriklerin eklenmesi, var olanların geliştirilmesi
  2. Ortak tarih ve coğrafyanın öğretilmesi
  3. Ümmet dillerinin öğretim programlarına dahil edilmesi
  4. Orta öğretim ve üniversitede öğrenci değişim programlarının uygulanması
  5. İİT Bünyesindeki üniversiteler ve eğitim kurumlarındaki değişimlerin desteklenmesi, teşvik edilmesi, çeşitlendirilmesi.

6. İslam Dünyası Kültür ve Sanat Faaliyetleri

  1. İslam ülkeleri arası turistik ve kültürel amaçlı seyahat programlarının düzenlenmesi, seyahat acentalarının kurulması
  2. Farklı Müslüman ülkelerin kültürel zenginliklerini paylaşacakları yıllık festivaller düzenlenmesi
  3. Ortak İslami mirası koruma ve yaşatma projeleri geliştirilmesi
  4. UNESCO listesinde bulunan İslam Coğrafyası kültür mirasının tanıtılması
  5. İslam toplumları edebiyat, fikir, bilim eserlerinin tercümelerinin ve yaygınlaşmalarının teşvik edilmesi.

Bu bildiri, ümmet kardeşliğinin günümüz dünyasında nasıl hayata geçirilebileceğine dair bir yol haritası sunmaktadır. Unutmamalıdır ki, Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” (Âl-i İmran Suresi, 103) buyurmaktadır. Bu ilahi emri rehber edinerek, ümmet olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, dünya barışına ve insanlığın refahına katkıda bulunmak, her Müslümanın doğal bir görevidir.

Bilişimin İslamileştirilmesi Bildirisi

Bilişimin İslamileştirilmesi Nedir / Tanım

Bilişimin İslamileştirilmesi, modern teknolojinin İslami prensiplerle uyumlu hale getirilmesi ve Müslümanların dijital dünyada da İslam’ın emirlerine uygun yaşayabilmelerini sağlama çabasıdır. Bu bildiri, bilişim dünyasında İslam’a uygun modeller geliştirilmesini ve Müslümanların teknoloji kullanımında dini ve ahlaki değerlerini korumalarını hedeflemektedir.
Müslüman yazılımcılar, mühendisler, liderler ve toplumun tüm bireyleri, İslam’a uygun bilişim sistemleri ve platformlar geliştirmeli, haram unsurları içeren çağdaş sistemler yerine helal alternatifler sunmalıdır. Bu çabanın sonucunda, daha ahlaki, etik ve İslami değerlere saygılı bilişim sistemlerinin yaygınlaşması ve toplumun ahlaki düzeyinin yükselmesi hedeflenmektedir.

Bilişim Niçin İslamileştirilmelidir?

Bir İnsan Olarak

Dijital dünya, insanın fıtratına ve ahlaki değerlerine zarar verebilecek unsurlarla doludur. Bu tehlikelere karşı insanı koruyan, etik ve ahlaki değerleri gözeten bilişim sistemleri geliştirmek, insanlığın yararınadır.

Bir Müslüman Olarak

Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'tan korkar ve O'na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin ta kendileridir." (Nur Suresi, 52)
Bu ayet, hayatımızın her alanında olduğu gibi, bilişim dünyasında da İslami kurallara uymamız gerektiğini hatırlatır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de:
"Helal belli, haram da bellidir. Bu ikisinin arasında ise şüpheli şeyler vardır." (Buhari ve Müslim) buyurarak, şüpheli şeylerden uzak durmamızı öğütlemiştir.

Bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Olarak

Ülkemizin teknolojik gelişmesine katkıda bulunurken, milli ve manevi değerlerimizi korumak ve geliştirmek de bizim sorumluluğumuzdur. İslami prensiplere uygun bilişim sistemleri geliştirerek, hem teknolojik bağımsızlığımıza katkıda bulunabilir hem de kültürel değerlerimizi koruyabiliriz.

Bir İslam Ülkesi Vatandaşı Olarak

Her müslüman ferdin, gerek ülkesi vatandaşı olarak, gerekse ümmetin bir ferdi olarak, ülkesindeki bilişim teknolojilerini bilinçli kullanması ve bilişim altyapısının İslami değerlerle uyumlu şekilde gelişmesine katkı sunması, inancının ve ümmet dayanışmasının bir gereğidir.

Bilişim Nasıl İslamileştirilmelidir?

Bireysel Planda

  • Her Müslüman birey, kullandığı dijital araçların ve uygulamaların İslami değerlere uygun olup olmadığını sorgulamalıdır.
  • Bilinçli dijital okuryazarlık eğitimi almalı ve çocuklarını bu yönde eğitmelidir.
  • Helal içerik üreten platformlara yönelmeli ve desteklemelidir.
  • Dijital dünyada ahlaki duruşunu korumalı, İslami sosyal medya etiğine göre hareket etmelidir.
  • Geliştirici konumundaki bireyler, yazılım ve içerik üretiminde İslam ahlakına riayet etmelidir.

Kurumsal Planda (Sivil Toplum ve Şirketler)

  • STK'lar ve düşünce kuruluşları, İslamileştirilmiş bilişim konusunda eğitim, seminer, çalıştay ve yayınlar düzenlemelidir.
  • Yazılım ve medya şirketleri, ürünlerini İslami etik ilkelerine göre tasarlamalı; reklam, veri güvenliği, içerik gibi alanlarda helal ilkelere riayet etmelidir.
  • Helal teknoloji girişimlerini destekleyen fonlar, hızlandırıcılar kurulmalıdır.
  • Üniversite ve araştırma kurumlarında "İslami bilişim" konulu bölümler veya araştırma merkezleri kurulmalıdır.

Devlet Düzeyinde

  • Diyanet, RTÜK, BTK gibi kurumlar, dijital içeriklerin İslami hassasiyetlerle uyumunu gözetmelidir.
  • Milli Eğitim ve YÖK, İslami teknoloji okuryazarlığını müfredata dâhil etmelidir.
  • Devlet destekli helal yazılım sertifikasyon kurumları kurulmalıdır.
  • İslami etik ilkeleri gözeten Ar-Ge projeleri desteklenmeli, kamu ihalelerinde bu şart aranmalıdır.

Uluslararası Boyutta

  • İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çatısı altında "İslami Dijital İşbirliği Ağı" kurulmalıdır.
  • Ortak İslami sosyal medya platformları, finansal sistemler, iletişim protokolleri oluşturulmalıdır.
  • Helal yazılım ve içerik denetimi için uluslararası standartlar belirlenmeli, belgelendirme sistemi geliştirilmelidir.
  • Ortak İslami yapay zekâ araştırmaları ve etik kurulları oluşturulmalıdır.

Çok Boyutlu Program ve Projeler

Bu programlar, bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası düzeyde katılım gerektirir:

1. İslami Bilişim Eğitimi Programı

  1. Gençlere yönelik İslami dijital okuryazarlık eğitimleri

2. İslami Yazılım Geliştirme Standartları Programı

  1. İslami prensiplere uygun yazılım geliştirme kılavuzlarının hazırlanması
  2. Helal sertifikasyon sisteminin bilişim sektörüne uyarlanması
  3. Uluslararası Helal Teknoloji Standartları oluşturulması

3. Helal Fintech Platformu

  1. Faizsiz bankacılık sistemlerinin dijitalleştirilmesi
  2. Blockchain teknolojisi kullanılarak İslami finans ürünlerinin geliştirilmesi

4. İslami Sosyal Medya Ekosistemi

  1. Mahremiyet ve ahlaki değerleri koruyan sosyal medya platformlarının oluşturulması
  2. İslami içerik üreticilerini destekleyen bir "creator economy" modelinin geliştirilmesi

5. Aile Dostu Dijital Eğlence

  1. İslami değerlere uygun mobil ve bilgisayar oyunlarının geliştirilmesi
  2. Çocuklar için güvenli ve eğitici İslami içerikli uygulamaların tasarlanması

6. İslami Yapay Zeka Etik Kurulu

  1. Yapay zeka teknolojilerinin İslami perspektiften değerlendirilmesi
  2. İslami etik kurallarına uygun AI sistemlerinin geliştirilmesi için rehberler oluşturulması

7. Ümmet Bilişim Platformu

  1. İslami Dijital Arşiv ve Kültür Mirası Koruma Projeleri
  2. İslam ülkeleri arası dijital iş birliği platformları

Sonuç
Bu bildiri, bilişim dünyasının İslamileştirilmesi için bir yol haritası sunmaktadır. Unutmayalım ki, teknoloji Allah’ın bize bahşettiği bir nimettir ve onu O’nun rızasına uygun şekilde kullanmak bizim sorumluluğumuzdur. Gelin, hep birlikte dijital dünyayı İslami değerlerle aydınlatalım ve gelecek nesillere daha güvenli, ahlaki ve İslam’a uygun bir teknoloji mirası bırakalım.

Teknolojinin İslamileştirilmesi Bildirisi

Teknolojinin İslamileştirilmesi Nedir? / Tanım

Teknolojinin İslamileştirilmesi, modern teknolojik gelişmelerin İslami prensiplerle ve insanın fıtratıyla uyumlu hale getirilmesi sürecidir. Bu yaklaşım, teknolojik üretim ve kullanımın yalnızca maddi faydaya değil, ahlaki, ruhsal ve çevresel dengeye de hizmet etmesini hedefler.
Bu bildiri; Müslüman düşünürlerin, mühendislerin, eğitimcilerin ve tüm toplum kesimlerinin, teknolojiyi İslami değerler ışığında değerlendirmesi, geliştirmesi ve kullanması için bir çerçeve sunmaktadır. Hedeflenen sonuç, insanın fıtratına uygun, İslam ahlakını önceleyen ve çevreye duyarlı bir teknolojik altyapının oluşturulmasıdır. Bu doğrultuda geliştirilecek teknolojiler, insanlığa hak, adalet, denge ve merhamet ilkeleriyle hizmet edecektir.

Teknoloji Niçin İslamileştirilmelidir?

Bir İnsan Olarak

Teknolojinin insan fıtratına uygun gelişmesi, bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlığını korur; doğal yeteneklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olur. İnsanın anlam arayışı ve varoluşsal ihtiyaçları gözetilerek geliştirilen teknolojiler, bireylere daha tatmin edici ve dengeli bir yaşam sunar. Teknoloji, insanın tabiatına aykırı geliştiğinde yabancılaşma, yalnızlaşma ve çevresel tahribat ortaya çıkar. Dolayısıyla, teknolojinin fıtrat ekseninde şekillenmesi, insanlığa huzur ve denge getirir.

Bir Müslüman Olarak

Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur:
"O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yarattı…" (Bakara, 29).
Bu ayet, Allah'ın yarattığı imkânların insan hizmetine verildiğini, ancak bu nimetin sorumlulukla kullanılmasının gerektiğini vurgular.
Teknolojinin İslamileştirilmesi, ilahi düzen ve hikmete uygun bir yaklaşımı temsil eder. Bu bilinçle geliştirilen teknolojiler, zulmü değil adaleti; israfı değil ölçülülüğü; yozlaşmayı değil ihyayı hedefler.

Bir Türkiye Vatandaşı Olarak

Türkiye, yerli ve milli teknoloji hamlesi ile İslam dünyasında öncü bir rol üstlenebilir. Fıtrata uygun ve İslami değerleri gözeten bir teknoloji politikası, ülkemizin teknolojik bağımsızlığını güçlendirir. Aynı zamanda insan odaklı ve etik temelli teknoloji üretimi, toplumsal refaha, iç huzura ve küresel saygınlığa katkı sağlar. Türkiye, İslam dünyasıyla teknoloji iş birlikleri kurarak örnek bir model geliştirebilir.

Bir Müslüman Ülke Vatandaşı Olarak

Müslüman toplumların ortak bilgi birikimiyle geliştireceği teknolojiler, kültürel kimliği korurken yenilikçiliği teşvik eder. İslam ülkeleri arasında kurulacak teknoloji odaklı iş birlikleri; ekonomik güvenlik, bilimsel ilerleme ve kültürel bağımsızlık açısından büyük katkılar sağlayacaktır.

Teknoloji Nasıl İslamileştirilmelidir?

Teknolojinin İslamileştirilmesi için bireysel, kurumsal, devlet düzeyi, uluslararası düzey ve çok boyutlu programlar olmak üzere beş temel düzeyde faaliyet gösterilmelidir:

Bireysel Planda

  • Fıtrata uygun teknolojiyi kullanmak, kullanılmasını teşvik etmek.
  • Fıtrat odaklı teknolojik bilinç kazandıracak kitaplar, makaleler ve seminerlere katılmak
  • Teknoloji adabı geliştirmek, yaygınlaştırmak
  • Teknolojiyi İslam adabına uygun kullanmak;
  • Mahremiyete duyarlı dijital uygulamaları tercih etmek
  • Yerli ve İslami değerlerle uyumlu teknolojileri desteklemek
  • Ailede ve sosyal çevrede İslami teknoloji kullanım kültürünü yaygınlaştırmak

Kurumsal Planda (Sivil Toplum Kuruluşları ve Şirketler)

  • Eğitim kurumları, üniversiteler ve STK'lar fıtrat odaklı teknolojik okuryazarlığı teşvik etmelidir
  • Helal üretim ve tekno-etik ilkeleri doğrultusunda Ar-Ge merkezleri kurulmalıdır
  • Şirketler, üretim ve dağıtım süreçlerini İslami ilke ve değerlere göre yeniden yapılandırmalıdır
  • Medya organları, etik ve ahlaki ilkelere uygun yayın politikaları benimsemelidir

Devlet Düzeyinde

  • Fıtrat temelli, çevre dostu ve etik teknoloji üretimini teşvik eden politikalar geliştirilmelidir
  • İslam dünyasıyla teknoloji alanında stratejik iş birlikleri kurulmalı, Ar-Ge destekleri artırılmalıdır
  • Eğitim sisteminde teknoloji ve ahlak ilişkisini ele alan ders içerikleri yaygınlaştırılmalıdır
  • Mahremiyet, dijital bağımlılık ve etik veri kullanımı üzerine yasal düzenlemeler yapılmalıdır

Uluslararası Boyutta

  • Müslüman ülkeler arasında "İslami Teknoloji Geliştirme Konseyi" gibi yapılar kurulmalıdır
  • Uluslararası İslam Teknoloji Zirvesi düzenlenerek ortak stratejiler belirlenmelidir
  • İslam dünyasına ait teknolojik bilgi ve deneyim birikimi paylaşılmalı, ortak veri merkezleri kurulmalıdır

Çok Boyutlu Program ve Projeler

1. Fıtrat Odaklı Teknoloji Geliştirme Programı

  1. İnsan biyoritmine uygun akıllı aydınlatma sistemleri
  2. Ergonomik ve sağlıklı yaşamı destekleyen ev/çalışma ekipmanları

2. İslami Değerlere Uygun Üretim Sistemleri Programı

  1. Helal teknoloji standartları geliştirmek
  2. Helal gıda üretim hatları optimizasyon projeleri
  3. İslami finans işlemleri için blockchain sistemleri
  4. Tesettüre uygun, fonksiyonel giyim teknolojileri

3. Çevre Dostu ve Sürdürülebilir Teknoloji Programı

  1. Yenilenebilir enerji kaynakları için akıllı şebeke sistemleri
  2. Biyobozunur malzeme ile cihaz üretimi
  3. Su tasarruflu akıllı tarım teknolojileri

4. İslami Eğitim Teknolojileri Geliştirme Programı

  1. Doğa ve fıtratla uyumlu teknolojinin esaslarının eğitim sistemi olarak tasarlanması.
  2. Doğa ve fıtratla uyumlu teknoloji eğitim içeriklerinin üretimi. Küçük yaşlardan itibaren.

5. Etik Yapay Zeka ve Robotik Sistemler Programı

  1. İslami etikle uyumlu karar mekanizmaları inşası
  2. Mahremiyet hassasiyeti yüksek, kapalı model akıllı ev sistemleri

Sonuç
Bu bildiri, teknolojinin İslamileştirilmesi ve insan fıtratına uygun hale getirilmesi için bir yol haritası sunmaktadır. Unutmamalıyız ki, teknoloji Allah’ın bize verdiği akıl ve ilmin bir ürünüdür. Bu nimeti, O’nun rızasına uygun şekilde kullanmak her Müslümanın sorumluluğudur. Allah Teala şöyle buyurur: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” (Âl-i İmran, 103) Teknolojiyi ilahi değerlerle bütünleştirerek hem bu dünyada hem ahirette huzurlu bir toplumun inşasına katkıda bulunmak insani ve İslami bir görevdir.

Girişimciliği Teşvik Bildirisi

Giriş / Tanım
Girişimciliği teşvik, Müslümanların –özellikle gençlerin– helal sektörlerde yeni ticari girişimlerde bulunmalarını desteklemek ve bu alanda bilinç geliştirmeyi amaçlayan sistematik bir çabadır. Bu bildiri, Müslümanların ekonomik özgürlüklerini kazanmaları, İslami çalışmalara daha fazla katkıda bulunmaları ve ümmetin ihtiyaçlarını karşılayacak geniş bir ürün-hizmet yelpazesi geliştirmeleri için girişimciliğin önemini vurgulamaktadır.
Müslüman girişimciler, helal sektörlerde yenilikçi ve etik işletmeler kurmalı, İslami prensiplere uygun iş modelleri geliştirmeli ve toplumun refahına katkıda bulunmalıdır. Bu çabanın sonucunda, Müslümanların ekonomik gücünün artması, İslami değerlerin iş dünyasında yaygınlaşması ve ümmetin ekonomik bağımsızlığının güçlenmesi hedeflenmektedir.

Niçin Girişimcilik?

Bir İnsan Olarak

Girişimcilik, insanın fıtratında var olan yaratıcılık ve üretkenlik potansiyelini ortaya çıkarır. İnsana özgür düşünce imkânı sağlar, çabalamaya teşvik eder ve insanlığa katkı sunma fırsatı verir. Girişimcilik, insan potansiyelinin tam anlamıyla gerçekleştirilmesinin bir yoludur.

Bir Müslüman Olarak

Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Allah'ın lütfundan nasibinizi aramayı unutmayın." (Kasas Suresi, 77) Bu ayet, Müslümanları çalışmaya ve rızık aramaya teşvik etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "Hiç kimse, kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir." (Buhari) buyurarak, helal kazancın önemini vurgulamıştır. Girişimcilik, bu ilahi emirleri yerine getirmenin ve İslam ekonomisini güçlendirmenin etkili bir yoludur.

Bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Olarak

Girişimcilik, ülkemizin ekonomik kalkınmasına, istihdam oluşturulmasına ve teknolojik gelişimine katkıda bulunur. Müslüman girişimciler, ülkemizin ekonomik bağımsızlığını güçlendirir ve uluslararası arenada rekabet gücünü artırır.

Bir Müslüman ülke Vatandaşı Olarak

Müslümanların ekonomik özgürlüklerini kazanmaları, hem bireysel hem ailevi hem toplumsal özgürlük ve kalkınmaları için önemlidir. Girişimci olmayan kişi, sabit maaşlı çalışan olacak, oyun kurucu olmak yerine figüran olarak yaşayacaktır.

Nasıl Girişimci Olunur? (Uygulama Katmanları)

Bireysel Planda

  • Girişimcilik, helal kazanç ve İslam ekonomisi konularında bireysel farkındalık geliştirmek
  • İslami girişimcilik örneklerini incelemek ve rol modeller belirlemek
  • Ticari ahlak ve iş disiplini konularında kendini geliştirmek
  • Küçük ölçekli girişimlerle tecrübe kazanmak
  • Helal ürün ve hizmetlere yönelmek, bu alanlarda tüketici ve üretici olarak sorumluluk almak

Kurumsal Planda (STK'lar, şirketler)

  • Helal iş ve üretim kültürünü yaygınlaştırmaya yönelik faaliyetler düzenlenmesi
  • İş dünyasında etik standartların benimsetilmesi
  • Müslüman girişimcilere yönelik eğitim, seminer, destek programları geliştirilmesi
  • Ticari ağların kurulması ve Müslüman girişimciler arasında işbirliğinin artırılması

Devlet Düzeyinde

  • Helal sektörlere özel teşvik politikalarının geliştirilmesi
  • Girişimciliğe dair faizsiz finansman modellerinin yaygınlaştırılması
  • Eğitim sisteminde girişimcilik ve iş ahlakına dair derslerin müfredata eklenmesi
  • İslami iş dünyasına ilişkin hukuki ve idari desteklerin sağlanması

Uluslararası Düzeyde

  • Müslüman ülkeler arasında girişimcilik forumları düzenlenmesi
  • Ortak İslami sermaye fonlarının kurulması
  • Helal sertifikasyon sistemlerinin standartlaştırılması
  • Uluslararası ticaret anlaşmalarında İslami finans ve etik ticaretin teşviki

Çok Boyutlu Program ve Projeler

1. İslami Girişimcilik Eğitim Programı

  1. Helal sektörlerde iş fırsatlarını tanıtan seminerler
  2. İslami finans ve iş etiği üzerine eğitimler

2. İslami Startup Hızlandırma Programı

  1. Müslüman girişimcilere mentorluk ve finansman desteği
  2. İslami prensiplere uygun iş modellerinin geliştirilmesi

3. Helal Ürün ve Hizmet İnovasyon Projesi

  1. Müslümanların günlük ihtiyaçlarını karşılayacak yenilikçi ürünler
  2. İslami yaşam tarzına uygun teknolojik çözümler

4. İslami Finansman Modelleri Geliştirme Programı

  1. Müşareke, mudarabe gibi yöntemlerin yaygınlaştırılması
  2. Faizsiz mikrokredi ve crowdfunding platformlarının oluşturulması

5. Müslüman Girişimci Ağı Oluşturma Projesi

  1. Girişimciler arası işbirliği ve tecrübe paylaşımı platformları
  2. Uluslararası İslami iş forumları

Sonuç
Bu bildiri, Müslümanların girişimcilik ruhunu canlandırmak ve İslami prensiplere dayalı güçlü bir ekonomi oluşturmak için bir yol haritası sunmaktadır. Unutmayalım ki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bir tüccardı ve ticaretin önemini hem hayatıyla hem de sözleriyle ortaya koymuştur. Helal kazanç yolunda çaba göstermek, bireysel anlamda finansal özgürlüğün anahtarı, ümmetin ekonomik gücünü artırmanın güvenilir bir yolu ve İslam’ın yüce değerlerini iş dünyasına taşımanın vesilesidir.

İktisadın İslamileştirilmesi Bildiri

Tanım / Ne Demektir?

İktisadın İslamileştirilmesi, ekonomik faaliyetlerin ve sistemlerin İslami prensiplere uygun hale getirilmesi sürecidir. Bu bildiri, bireyden devlete, sivil toplumdan uluslararası işbirliklerine kadar geniş bir düzlemde, İslami iktisat ilkelerinin benimsenmesini ve uygulanmasını hedeflemektedir.
Müslüman bireyler, iş insanları, kurumlar ve devletler; ekonomik faaliyetlerini İslami prensiplere göre yeniden düzenlemeli, helal kazanç yollarını tercih etmeli ve faizsiz, adil, paylaşımcı finansal sistemler kurmalıdır. Bu çabanın sonucunda, İslam’ın ahlaki ve toplumsal ilkelerine uygun, adil ve sürdürülebilir bir ekonomik düzenin kurulması amaçlanmaktadır.

Niçin İslamî Bir İktisat Olmalıdır?

Bir İnsan Olarak

İslami iktisat prensipleri, sömürüye dayalı yapıları reddederek adil ve etik bir ekonomik sistem sunar. Gelir dağılımındaki adaletsizlikleri azaltır, toplumsal huzuru artırır. Fıtrata uygun bir ekonomik sistem, bireylerin sadece maddi değil, manevi ihtiyaçlarını da karşılayarak daha dengeli bir yaşam sunar.

Bir Müslüman Olarak

Allah Teala şöyle buyurur: “Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır.” (Bakara, 275). Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmuştur: “Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.” (Tirmizi). Bu iki temel nas, ekonomik hayatın İslami temeller üzerine bina edilmesinin zorunluluğunu ortaya koyar.

Bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Olarak

İslami finans sistemlerinin geliştirilmesi, Türkiye'nin hem bölgesel hem küresel düzeyde ekonomik ve politik etkisini artırır. Finansal istikrarı güçlendirir, yerli ve milli kalkınmaya katkı sunar. İslami iktisat anlayışı, toplumun değerleriyle uyumlu bir kalkınma vizyonunun temelidir.

Nasıl İslamî Bir İktisadi Sistem Kurulmalıdır?

Bireysel Planda

  • Bireylerin İslami iktisat prensipleri hakkında okumalar yapması
  • Helal kazanca önem vererek faizden uzak durması
  • Ahlaki değerleri gözeterek ticari faaliyetlerde dürüstlük ve güveni esas alması
  • Gelirinin bir kısmını zekat ve sadaka yoluyla paylaşması
  • Tüketim alışkanlıklarını israf etmeyecek biçimde yeniden düzenlemesi

Kurumsal Planda (STK'lar ve Şirketler)

  • İslami finans konusunda seminer ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlemek
  • Faizsiz bankacılığı ve tekafül (İslami sigorta) sistemlerini teşvik etmek
  • İşletmelerde İslami uygunluk kriterlerine göre üretim ve hizmet yapısını şekillendirmek
  • Vakıf ve hayır kurumları aracılığıyla sosyal yardımlaşmayı kurumsallaştırmak
  • Helal girişimcilik destek merkezleri kurmak ve İslami ortaklık modellerini uygulamak

Devlet Düzeyinde

  • İslami finans sistemini destekleyici yasal düzenlemeler yapmak
  • Katılım bankacılığını yaygınlaştırmak, faizsiz finansman modellerini teşvik etmek
  • Zekat sistemini kamu denetimine tabi kılarak, destekli hale getirerek etkin dağıtım mekanizmaları oluşturmak
  • Devlet eliyle İslami iktisat uygunluk denetim kurulları tesis etmek
  • Eğitim politikalarında İslami iktisat derslerine yer vererek farkındalık oluşturmak

Uluslararası Düzeyde

  • Müslüman ülkeler arasında ortak İslami finans kurumları kurulması
  • Ortak ödeme sistemleri ve ticaret anlaşmaları geliştirilmesi
  • Helal ürün ve hizmet standartlarının birlikteliği için işbirliği sağlanması
  • İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çerçevesinde ekonomik entegrasyonu güçlendirme projeleri
  • Küresel finans sistemine karşı alternatif bir "İslami ekonomi bloğu" oluşturulması

Çok Boyutlu Program ve Projeler

1. İslami Finans Eğitim ve Bilinçlendirme Programı

  1. Okullarda, üniversitelerde ve camilerde İslami finans eğitimi verilmesi
  2. İş dünyasına yönelik uygulamalı İslam iktisadı seminerleri düzenlenmesi
  3. Medyada bu konularda belgesel, dizi, podcast gibi bilinçlendirici içeriklerin üretilmesi

2. İslami Finansal Kurumları Geliştirme Projesi

  1. Faizsiz bankacılık sisteminin yaygınlaştırılması
  2. İslami sigortacılık (tekafül) uygulamalarının geliştirilmesi
  3. Katılım esaslı fonların şeffaf biçimde yapılandırılması

3. Helal Yatırım ve Girişimcilik Destek Programı

  1. Mudaraba, müşareke gibi ortaklık modellerinin yaygınlaştırılması
  2. Helal sektörlerde girişimciliği teşvik eden inkübatör merkezleri kurulması
  3. Kadın girişimciliği ve genç yatırımcılara yönelik özel helal fonların oluşturulması

4. İslami İktisat Standartları ve Denetim Sistemi

  1. Şirketler için İslami uygunluk kriterlerinin oluşturulması
  2. Bağımsız İslami denetim kurumlarının kurulması ve denetimlerin düzenli hale getirilmesi
  3. Uluslararası İslami sertifikasyon sistemlerinin geliştirilmesi

5. Zekat ve Vakıf Sistemini Güçlendirme Projesi

  1. Zekat toplama ve dağıtım mekanizmalarının dijital altyapıyla modernize edilmesi
  2. Vakıf sisteminin sosyal projeler için yeniden canlandırılması
  3. Kamu-vakıf işbirliği ile eğitim, sağlık ve yoksullukla mücadele projelerinin yürütülmesi

Bu bildiri, İslami iktisat prensiplerinin günümüz ekonomik düzenlerine nasıl entegre edilebileceğine dair bir yol haritası sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, ekonomik faaliyetler de bir ibadettir. Allah Teala şöyle buyurur: “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin.” (Bakara, 188) Bu ilahi emri rehber edinerek, hem dünya hem ahiret saadetini önceleyen bir iktisadi yapı kurmak her Müslümanın sorumluluğudur.

Aile İlişkilerini Koruma ve Güçlendirme Bildirisi

Aile Nedir / Tanım

Aile, İslam’ın önem verdiği toplumun temel yapı taşıdır. Allah’ın insanlığa bahşettiği bu kutsal kurum, sevgi, merhamet, güven ve desteğin kaynağıdır. Bu bildiri, İslami prensiplere dayalı güçlü aile ilişkilerinin önemini vurgulayarak, Müslümanların ve tüm toplumun aile bağlarını nasıl koruyup güçlendirebileceğini ele almaktadır.
Müslümanlar aile ilişkilerini İslami öğretiler doğrultusunda geliştirmeli, Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde aile içi iletişimi güçlendirmeli, sevgi, saygı ve merhametle davranmalıdır. Bu çabanın sonucunda, hem dünyevi hem de uhrevi huzur ve mutluluğa erişilmesi, toplumun ahlaki ve manevi değerlerinin güçlenmesi, sağlıklı ve huzurlu nesillerin yetişmesi mümkün olacaktır.

Aile Niçin Güçlendirilmelidir?

Bir İnsan Olarak

Aile, insanın fıtratına uygun olarak, bireylerin duygusal, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılar. Güçlü aile bağları, bireylerin stresle başa çıkmasına, özgüvenlerini geliştirmesine ve mutlu bir yaşam sürmesine yardımcı olur.

Bir Müslüman olarak

Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir." (Rum Suresi, 21)
Bu ayet, aile kurumunun Allah'ın bir nimeti olduğunu ve eşler arasındaki sevgi ve merhametin önemini vurgulamaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır." (Tirmizi) buyurarak, aile ilişkilerinin önemini vurgulamıştır.

Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak

Güçlü aileler, güçlü bir toplumun ve devletin temelidir. Aile değerlerini korumak ve güçlendirmek, milli ve manevi değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasını sağlar, toplumsal dayanışmayı artırır ve sosyal sorunların çözümüne katkıda bulunur.

Bir Müslüman ülke vatandaşı olarak

Aile bağları güçlü toplumlar, ümmet bilincini diri tutar, kültürel bütünlüğü korur ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Aile, İslam toplumlarının geleceğini inşa eden en önemli kurumdur.

Aile Nasıl Korunmalı ve Güçlendirilmelidir?

Bireysel Planda

Aile içi iletişimde saygı, sabır ve anlayışı esas almak.
Eşler arasında şefkat, sadakat ve yardımlaşmayı sürdürmek.
Çocuklara İslam ahlakı çerçevesinde ve günümüz pedagoji usullerini de dikkate alarak; sevgi, hoşgörü ve anlayışla rehberlik etmek..

Kurumsal Planda (STK ve Şirketler)

Aile önemini ve nasıl işlemesi gerektiğini anlatan seminer, atölye ve rehberlik programları düzenlenmelidir.
STK'lar aile bütünlüğünü savunan kamu kampanyaları yürütmelidir.
Şirketler aile dostu çalışma saatleri ve izin politikaları geliştirmelidir..

Devlet Düzeyinde

Medyada aileyi olumsuz olarak hedef alan yayınlar ve programlar yasaklanmalıdır.
Evlilik öncesi ve sonrası dini ve psikolojik rehberlik hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.
Aileyi koruyan yasalar güçlendirilmeli, boşanmayı azaltıcı çözümler teşvik edilmelidir.
Milli eğitim müfredatına aile ahlakı, evlilik bilinci ve ebeveynlik değerleri eklenmelidir.
Aileyi destekleyici sosyal yardımlar artırılmalı, özellikle dar gelirli aileler desteklenmelidir.

Uluslararası Boyutta

İslam ülkeleri arası ortak aile politikaları geliştirilmeli, evlilik ve aile değerleri teşvik edilmelidir.
Uluslararası platformlarda İslami aile yapısı savunulmalı ve örnek gösterilmelidir.
Kültürel yozlaşmaya karşı İslam temelli dijital içerikler ve medya iş birlikleri teşvik edilmelidir.
Dünya genelindeki Müslüman aileler arasında kültürel ve manevi dayanışma ağları kurulmalıdır.

Çok boyutlu Program ve Projeler

Bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası düzeyde katılım gerektiren programlardır.

1. Aile Medya Platformu

  1. Ailevi değerleri destekleyen ve güçlendiren, video içeriklerinin yayınlandığı bir platform oluşturmak
  2. Aile içeriklerine aykırı medya kuruluşlarını ve yayınlarını engellemek, alternatif yayınları tercih etmelerini sağlamak

2. İslam Aile Dayanışma Programı

  1. İslam ülkelerinde aileyi teşvik için geliştirilen projeleri tanıtmak, yaygınlaştırmak
  2. Müslüman milletler arası evlilikleri kolaylaştırmak.

3. Aile Bilinci Eğitim Programı

  1. Aile ve akrabalık bağlarını geliştirmek ve güçlendirmek için, çocukluk, evlilik öncesi ve sonrası danışmanlık faaliyetlerini artırmak

4. Sosyo-Ekonomik Açılardan Aileyi Güçlendirmek

  1. Aile birliğini güçlendiren sosyo-ekonomik programlar geliştirmek
  2. Kırsal kültürün geliştirilmesini sağlamak
  3. Kadınların aile dışındaki kurumsal ve kamusal yapılarda çalışarak kadınlık ve annelik değerlerini yitirmelerinin önüne geçmek için, aile içi dayanışma şirketlerini yahut kırsal kültürde çalışmalarını destekleyici yapılar geliştirmek.

5. Eğitim Sisteminde Aileye Yönelik Düzenlemeler Yapmak

  1. Eğitim sistemini erken evlenmeye uygun şekilde yeniden yapılandırmak,
  2. Evlilik yaşını 18-22 arasına indirmek.
  3. Genç evlilere ekonomik kolaylıklar sağlamak
  4. Genç evliliği ve çocuk sahibi olmayı teşvik etmek
  5. Eğitim kurumlarını, kız-erkek mahremiyetini koruyacak şekilde yapılandırmak

6. Şehir ve Kırsal Kültürün Geniş Ailenin Yaşayabileceği Şekilde Yapılandırılması

  1. Mimari yapıların geniş ailelere uygun şekilde tasarlanmasını sağlamak
  2. Yatay mimariyi teşvik etmek
  3. Bahçeli, müstakil evlere erişimi kolaylaştırmak
  4. Kırsal yaşamı kolaylaştırmak, kırsal eğitim kurumlarını yeniden inşa etmek
  5. Kırsal yaşamla şehirler arası ulaşım alt yapılarını güçlendirmek

Bu bildiri, İslam’ın öngördüğü şekilde güçlü ve sağlıklı aile ilişkilerinin nasıl kurulacağı ve korunacağı konusunda bir rehber niteliğindedir. Aile Allah’ın insanoğluna emanet ettiği en değerli varlıklardandır. Ailelerin İslami değerlerle güçlendirilmesi, sevgi ve merhamet bağlarının geliştirilmesi bir müslüman için dünya ve ahiret huzurunun güvencesidir.

Akrabalığı Koruma Bildirisi

Akrabalık Nedir / Tanım

Akrabalar, kan bağı ile birbirine bağlı bulunan kişilerdir. Bu itibarla Allah’ın bir takdiri olarak, akrabalar kişinin doğduğu andan itibaren yakınlık bağı bulunan ilk insanlardır. Bu bildiri, akrabalığın önemini ve İslami prensiplerden yola çıkarak, akraba ilişkilerinin nasıl korunması ve güçlendirilmesi gerektiğini, başta Müslümanlara ve tüm insanlara ifade ederek bir rehber niteliği taşımayı amaçlamaktadır.
Akrabalık bağlarını korumak ve güçlendirmek, İslam’ın emrettiği bir vazife ve toplumun yardımlaşma kültürünün temelini oluşturan etmendir. Başta Müslümanlar olmak üzere her insan, kan bağı ile bağlı olduğu kişilerle ilişkilerini geliştirmeli, onlara karşı sevgi ve merhamet göstermeli, zor zamanlarında destek olmalıdır.

Niçin Akrabalık Bağları Korunmalı ve Güçlendirilmelidir?

Bir insan, akrabalık bağlarını niçin güçlendirmelidir?

Akrabalık ilişkileri, insanın fıtratına uygun olarak, aidiyet duygusunu güçlendirir, sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılar. Güçlü akrabalık bağları, bireyin psikolojik sağlığını olumlu yönde etkiler ve hayatın zorluklarıyla baş etme gücü verir. Akrabalık bağları, insana sosyo-ekonomik, psikolojik ve sosyal güven imkanı sağlar.
Akrabalık bağları, aile bağlarını koruyan bir geniş çevre etkisi de sağlar. Akrabalık bir yönüyle geniş aile olarak da tanımlanabilir. Yaşlıların ve yeni kuşakların, sağlıklı bir şekilde kurulması, yaşlıların yaşa bağlı zorluklarını aile içerisinde gidermelerine imkan sağlaması açısından da akrabalık bağları önemlidir.

Bir Müslüman olarak

Akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim kavramıyla, Kur'an ve sünnette korunması gerekli görülen sosyal bağlardandır. Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de akrabalık bağlarının korunmasını emreder: "Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin." (Nisa Suresi, 36)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "Sıla-i rahim yapan (akraba ile ilişkisini sürdüren) kimse, gerçek anlamda onlara iyilik yapan değildir. Asıl sıla-i rahim yapan, akrabaları kendisi ile ilişkiyi kestikleri zaman bile onlarla ilişkisini sürdüren kimsedir." (Buhari) buyurmuştur

Bir Türkiye Vatandaşı olarak

Güçlü akrabalık bağları, toplumsal dayanışmayı artırır, milli ve manevi değerlerin korunmasını sağlar. Bu bağlar, toplumun çekirdeği olan ailenin güçlenmesine ve böylece toplumun refahına katkıda bulunur.
Akrabalık bağları, sosyo-ekonomik dayanışmanın yanında, kültürel mirasın yeni kuşaklara aktarılmasında da kritik bir işlevi haizdir.

Bir Müslüman Ülke Vatandaşı Olarak

Akrabalık ilişkileri, İslam coğrafyasındaki topluluklar arasında birlik, güven ve dayanışmayı güçlendirir. Bu bağların korunması, ümmet bilincinin güçlenmesine ve toplumsal dokunun sağlam kalmasına katkı sağlar.

Akrabalık Nasıl Korunmalı ve Güçlendirilmelidir?

Akrabalığın korunması ve güçlendirilmesi için, bireysel, kurumsal, devlet düzeyi, uluslar arası düzey ve çok boyutlu olmak üzere toplam 5 düzeyde faaliyet gösterilmesi gerekmektedir.

Bireysel Planda

Akrabalarla düzenli iletişim kurmak, hâl hatır sormayı alışkanlık hâline getirebilir.
Hasta, yaşlı veya ihtiyaç sahibi akrabalarla görüşmeleri sıklaştırmak, destek olabilir.
Akrabalarla aradaki kırgınlıkları tespit etmek ve onarmak için adım atmak. Af, sabır ve paylaşma kültürünü güçlendirebilir.
Önemli günlerde (bayram, düğün, cenaze vb.) akrabalık bağlarını pekiştirebilir.
Düğün ve cenaze gibi cemiyetleri kırgınlıkların telafisi için fırsat olarak değerlendirebilir.
Akrabalarla görüşmeleri, aylık ve haftalık rutinler içine dahil edebilir.
Dedikodu ve gıybet gibi bozucu ve yıkıcı kötü ahlaki alışkanlıklarla mücadele edebilir.
Yeni nesle çocuklara sıla-i rahim bilinci kazandırabilir.
Kan davası gibi olumsuz gelenekleri kaldırmada öncü rol üstlenebilir.
Kırgın akrabalar arasında, akraba arasında üçüncü tarafları arabulucu görevleri üstlenebilir.
İslam'ın sıla-i rahim öğretisini öğrenmek ve aktarmak, gündemde tutarak paylaşabilir.
Aile ve akraba şirketleri kurmak, şirketlerin nesnel ölçülerde tesis edilmesi ve hakkaniyete dayalı yapılandırılmasını sağlayabilir.
Küskünlükleri ve dargınlıkları uzatmamalıdır.
Miras anlaşmazlıklarının suhuletle çözülmesi için, hakkaniyet, yardımlaşma ve ikramlaşma kültürü teşvik edilmelidir.

Kurumsal Planda (Sivil Toplum Örgütleri ve Şirketler)

Aile ve akraba şirketleri kurulmalı, kurulmasını teşvik edilmeli ve kolaylaştırmalıdır.
Şahıs şirketlerinde aile ve akraba çalışanlara öncelik verilmelidir.
STK'lar aile ve akrabalık temalı bilinçlendirme programları düzenlemelidir.
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde aile ve akraba içi dayanışmayı güçlendiren örnekler teşvik edilmelidir.
Vakıf ve dernekler, akrabalık ilişkilerini destekleyen kültürel programlar organize etmelidir.

Devlet Düzeyinde

Devlet aile destekleri kapsamında, akrabalık ilişkilerini de gündeme almalıdır.
Sıla-i rahim kültürünü teşvik eden kamu spotları ve eğitim kampanyaları hazırlanmalıdır.
Milli Eğitim müfredatına aile ve akrabalık bağlarının önemi dâhil edilmelidir.
Yaşlı ve kimsesiz akrabalarla ilgilenen bireylere vergi indirimi veya teşvikler sağlanmalıdır.

Uluslararası Boyutta

Gurbetçi ailelerin akraba bağlarını koparmadan sürdürebilmeleri için destekleyici politikalar geliştirilmeli.
Müslüman ülkelerde sıla-i rahim ve akrabalık temalı kültürel iş birlikleri teşvik edilmelidir.
Diasporada yaşayan Müslümanlara yönelik dijital akrabalık rehberlik platformları oluşturulmalıdır.
Uluslararası STK'lar, akraba dayanışmasını teşvik eden ortak projeler geliştirmelidir.

Çok boyutlu Program ve Projeler

Bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası düzeyde katılım gerektiren programlardır.

1. Akrabalığı Güçlendirme Vakfı

  1. Akrabalık ilişkilerini etkileyen faktörler konusunda araştırmalar yapılması
  2. Akrabalığı geliştirme yönünde eğitim programları, sosyal medya içerikleri hazırlanması
  3. Akrabalık ilişkilerini teşvik eden olumlu sinema ve dizilerin çekilmesi, senaryoların ödüllendirilmesi.
  4. Örnek akrabalık modellerinin anlatılması
  5. Kan davaları ve miras kavgalarında arabuluculuk hizmetleri verilmesi
  6. Olumlu akrabalık ilişkilerinin geliştirilmesi için danışmanlık hizmetlerinin verilmesi.

2. İslam Dünyası Akrabalığı Geliştirme Platformu

  1. Müslüman ülkeler arasında serbest ticaret anlaşmalarının teşvik edilmesi, gümrük anlaşmalarının ve vergin avantajlarının sağlanması

3. Akrabalık Bilinci Eğitim Programı

  1. Örgün ve Yaygın eğitim kurumlarında ve camilerde sıla-i rahim, yardımlaşma ve hakkaniyet konusunda dersler verilmesi

Bu bildiri, İslam’ın emrettiği şekilde akrabalık bağlarının korunması ve güçlendirilmesi için bir rehber niteliğindedir. Unutmayalım ki, akrabalarımızla olan bağlarımız bireysel ve toplumsal açılardan hem dünya hem de ahiret saadetimiz için önemlidir. Allah’ın rızasını kazanmak ve toplumumuzu güçlendirmek için, akrabalık ilişkilerimizi geliştirmeye ve korumaya özen gösterilmelidir.

Toplumun İslamileştirilmesi Bildirisi

Toplumun İslamileştirilmesi Nedir ? / Tanım

Toplumun İslamileştirilmesi, İslam dinini benimseyen müslümanların, inançlarına daha uygun yaşayabilmeleri için hedeflenen dönüşüm ve toplam kalite yönetimini ifade etmektedir. İslami değerlerin ve prensiplerin toplumsal hayatın her alanında hâkim kılınması ve yaşanması sürecidir. Bu bildiri, toplumsal yapının İslami ilkelere uygun olarak yeniden şekillendirilmesini ve bireylerin İslami bir bilinçle yaşamalarını hedeflemektedir.
Müslüman toplumun tüm bireyleri, dini liderler, eğitimciler, iş insanları ve İslam adına faaliyet gösteren kuruluşlar, toplumsal yaşamı ve sosyal ilişkileri İslami değerlere uygun hale getirmek için çaba göstermelidir. Bu çabanın sonucunda, Allah’ın rızasına uygun bir toplum düzeni oluşturulması, birey ve toplumların toplumsal ilişkilerini fıtri ve İslami çerçevede düzenlemeleri, ahlaki ve manevi açıdan yücelmesi amaçlanmaktadır.
Toplumun İslamileştirilmesi, kişisel, toplumsal ve kurumsal süreçlerde inanç özgürlüğü kapsamından, İslam’ın güçlü, görünür ve kolaylıkla uygulanabilir kılınmasını hedeflemekte olup, kesinlikle İslam’ı benimsemeyen kişilere karşı bir zorlama ve baskı içermemektedir.

Toplum Niçin İslamileştirilmelidir?

Bir insan, toplumun İslamileştirilmesini için desteklemelidir?

İnsan fıtratı, ahlaki ve etik değerlere uygun bir yaşam sürmeyi arzular. İslami prensiplerin hâkim olduğu bir toplum, insanın bu doğal eğilimine cevap verir ve bireylerin iç huzur içinde yaşamalarını sağlar. Böyle bir toplumsal düzen; adaleti, dürüstlüğü ve yardımlaşmayı temel alır.
Bir insan, müslüman olmasa bile, müslümanların yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevdiğini bilir. Dolayısıyla toplumda İslam'ın güçlü olmasının, kendi bireysel özgürlüğü için de anlamlı ve yararlı olduğunun bilincindedir.

Bir Müslüman olarak

Müslümanın çevresine faydalı olması ve İslam'a hizmet etmesi, Kur'an-ı Kerim ve Sünnette açıkça teşvik edilmektedir. Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz." (Âl-i İmran Suresi, 110) Bu ayet, Müslümanların toplumu ıslah etme ve İslami değerleri yaygınlaştırma sorumluluğunu açıkça ifade eder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurur: "Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir." (Müslim) Bu hadis, toplumsal ıslahın imani bir sorumluluk olduğunu belirtir.

Bir Türkiye Vatandaşı olarak

Türk milleti, bin yıldan fazla bir süreden beri İslam dinini benimsemiş, örfünü İslam dinine mensubiyetle korumuştur. Türk-İslam düşüncesi, Türk toplumlarının ana karakterini oluşturmuştur.
İslami değerlerin toplumda yaygınlaşması, milli ve manevi değerlerimizin korunmasına, toplumsal dayanışmanın artmasına ve sosyal problemlerin azalmasına katkı sağlar. Aile kurumu güçlenir, ahlaki yozlaşma azalır ve huzur ortamı pekişir. Bu durum, ülkemizin hem iç barışına hem de uluslararası itibarına olumlu yansır.

Bir Müslüman Ülke Vatandaşı Olarak

Müslüman ülkelerde İslami ilkelerin toplumsal düzene hâkim olması, kültürel birlik ve kardeşliği pekiştirir. Toplumun her katmanında ahlaki ilkelerin esas alınması, adaletin tesisini kolaylaştırır ve sosyal huzuru sağlar. Bu, ümmet bilincinin yeniden inşasına da katkıda bulunur. İnandıkları gibi yaşayan insanlar, psikolojik açıdan daha mutlu ve dirençli olur.

Nasıl Ümmet Olunmalıdır?

Toplumların İslamlaştırılması için; bireysel, kurumsal, devlet düzeyi, uluslararası düzey ve çok boyutlu olmak üzere toplam 5 düzeyde faaliyet gösterilmesi gerekmektedir.

Bireysel Planda

Günlük hayatta İslami yaşantıyı görünür kılmaktan çekinmemek,
İslam'ın namaz, oruç, helal kazanç, israf etmeme gibi temel ibadet ve ahlak ilkelerine riayet konusunda istekli davranır.
Temel İslami bilgileri öğrenmek ve taze tutmak; Kur'an, hadis, siyer ve ilmihal/fıkıh gibi temel kaynaklara yönelik düzenli okumalar yapabilir ya da öğrenim meclislerine devam edebilir.
Aile içinde İslam esaslarını, Sünnete uyumu ve Hz. Peygamber sevgisini yaşamak, aile bireyleriyle ilişkilerini İslami ölçülere referans alarak düzenleyebilir, çocukları İslami bilinçle yetiştirebilir. Günlük vesileleri kullanarak İslam büyüklerinin hayatlarını hatırlatabilir. Aile içi haftalık bir öğrenim meclisi kurabilir.
Bireysel planda, ahlakî zaaflarını tespit edip düzeltmeye çalışır. Örneklik oluşturabilir. Dürüstlük, sabır, merhamet ve adalet gibi erdemleri hayatının merkezine alabilir. Aleyhine bile olsa, hakkı tercih eder.
Yaşantısıyla sosyal çevresine örnek olmak, çevresine İslami değerleri nazik ve hikmetli biçimde anlatmak.
İslami sosyal çevre oluşturmak**:** İyi arkadaşlıklar kurarak birlikte sohbet, ilim halkası ve hayır faaliyeti yürütmek.
İslami dijital okuryazarlık geliştirir. Bilişim sahasında ve sosyal medyada İslam'a dair doğru bilgileri yayar. Faydalı içeriklere yönelmek, zararlı içeriklerden uzak durur. Her duyduğu ve gördüğünü yaymaz.

Kurumsal Planda (Sivil Toplum Örgütleri ve Şirketler)

Sivil sahada yapılabilecek faaliyetlerin organize edilmesini sağlar. Bireylerin bilinçlendirilmesi, hukuki çerçevede yaygın ve örgün eğitim faaliyetleri, kültürel, sportif etkinlikler düzenler.
İslami bilinçlendirme çalışmaları yapmak: Seminerler, paneller, yayınlar ve dijital kampanyalarla toplumu İslam'a dair bilinçlendirmek.
Eğitim programları oluşturmak**:** İslami değerleri öğreten kurslar (Kur'an, siyer, ahlak), gençlik kampları ve yaz okulları düzenlemek.
Sosyal dayanışma faaliyetleri**:** İhtiyaç sahiplerine yardım, zekât organizasyonu, evsizlere destek projeleri yürütmek.
Aile destek merkezleri kurmak**:** İslami ölçülere uygun evlilik, aile içi iletişim ve çocuk eğitimi üzerine rehberlik vermek.
İslam sanatları ve kültürü yaygınlaştırmak**:** Hat, ebru, musiki, geleneksel el sanatları gibi alanlarda etkinlikler düzenlemek
*
Şirketler, tüm ticari faaliyetlerini, personel politikalarını ümmetin menfaatine olacak şekilde yapılandırır.
İş ahlakında İslam ahlakını uygulamak**:** ticari ve finansal süreçleri, faizsiz ve israfsız şekilde yürütmek, helal kazanç, adil ücret, kul hakkı gözetimi gibi ilkelere göre iş yürütmek.
Çalışan haklarını korumak, sigorta ödemelerini tam ve vaktinde yapmak. Namaz vakitleri, helal yemek, adaletli çalışma saatleri gibi İslami hassasiyetleri işletme kültürüne dahil etmek.
Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek**:** Topluma yönelik İslami değerlere uygun yardım, çevre koruma ve eğitim destekleri sağlamak, aile ve akrabalık değerlerini güçlendirmek.
Tüm finansal süreçlerde faizsiz katılım bankaları ile çalışmak.

Devlet Düzeyinde

Müslüman toplumların yaşadığı devletlerin birey ve kurumların toplumdaki müslümanların inançlarını rahatça yaşayabilmeleri için kanuni düzenlemeler sağlamaları öngörülür.
Müslümanların dinlerini doğru kaynaklardan sağlıklı bir şekilde öğrenebilmeleri için; eğitim politikalarında İslam'ı merkeze alan müfredat düzenlemeleri yapmak.
İslami medya, yayıncılık alanındaki çalışmaları güvence altına almak. Denetim mekanizmaları kurmak ve desteklemek.
İslam'ı tanıtan, manevi kalkınmayı destekleyen içerikler artırmak.
Aile politikalarında İslami mevzuatı düzenlemek.
Evliliği teşvik eden, boşanmayı zorlaştıran, evlilik dışı ilişkileri engelleyen, aileye zarar veren uygulamalara caydırıcı cezalar uygulamak.
Helal ekonomi ilkeleri yaygınlaştırmak. Faizsiz finans sistemleri, helal gıda sertifikasyonu ve İslami üretim teşvik etmek.
İslam'a uygun hukuk ve adalet çalışmaları**:** Uzlaştırma, arabuluculuk, ceza infaz sistemleri gibi alanlarda İslami modellemelere yer verilmeli.
Cami ve dini rehberlik hizmetlerinin yaygınlaştırılması**:** Camiler ibadetin yanında, birer yaşam-kültür, eğitim ve toplumsal gelişim merkezleri olarak yapılandırılmalı.

Uluslararası Boyutta

İslam dünyasında kültürel birlik projeleri**:** Ortak tarih, ortak miras ve İslami kimlik vurgusuyla kültürel değişim programları yapılmalı.
İslami ülkeler arası iş birliği ve dayanışma**:** Eğitim, sağlık, savunma ve medya alanlarında ortak kurumlar ve projeler inşa edilmeli.
İslami değerlerin uluslararası düzeyde savunulması**:** BM, İİT, UNESCO gibi platformlarda İslamofobiye karşı ortak savunma stratejileri geliştirilmeli.
Müslüman diasporaya yönelik çalışmalar**:** Yurt dışında yaşayan Müslümanlara yönelik eğitim, kimlik koruma ve dayanışma programları geliştirilmeli.
İslami diplomasi modeli**:** Barışçıl, adalet temelli ve hakkaniyetli diplomasi ile İslam dünyasının sesi yükseltilmeli.

Çok boyutlu Program ve Projeler

Bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası düzeyde katılım gerektiren programlardır.

1. Eğitimde Müslümanlara Özel Müfredat Uygulanması

  1. Okullarda İslami ahlak ve değerler eğitiminin güçlendirilmesi
  2. Yetişkinler için İslami yaşam tarzı kurslarının düzenlenmesi
  3. Eğitim materyallerinde İslam medeniyeti, tarihi ve değerlerine yer verilmesi

2. İslami Medya ve İletişim Stratejisi

  1. İslami değerleri yansıtan medya içeriklerinin üretilmesi
  2. Sosyal medyada İslami bilincin artırılmasına yönelik kampanyaların düzenlenmesi
  3. Ahlaki yozlaşmaya karşı bilinçlendirici yayınların yaygınlaştırılması

3. İslami Ekonomi Modeli Geliştirme Projesi

  1. Reel ekonomiye dayalı, faizsiz bankacılık sisteminin yaygınlaştırılması
  2. Helal gıda ve her alanda helal ürün sertifikasyon sistemlerinin geliştirilmesi
  3. İslam ekonomisine dayalı üretim ve ticaret modellerinin teşvik edilmesi

4. Aile ve Gençliğe Yönelik İslamlaştırma Programları

  1. İslami aile danışmanlık merkezlerinin kurulması
  2. Gençler için İslami sosyal etkinlikler ve eğitim kamplarının düzenlenmesi
  3. Aile içi ilişkilerde Kur'an ve sünnet eksenli rehberlik çalışmaları yapılması

5. İslami Hukuk ve Adalet Sistemi Geliştirme Projesi

  1. Caydırıcı cezaların artırılması, ekonomik, güvenlik ve hukuki açıdan yük oluşturan, mahkumların psikolojilerini olumsuz etkileyen ceza infaz kurumlarının kademeli olarak azaltılması.
  2. İslam hukukunun modern uygulamalarına yönelik akademik araştırmaların desteklenmesi
  3. Arabuluculuk ve uzlaştırma sistemlerinin geliştirilmesi ve İslami prensiplerin uygulanması
  4. Toplumsal adaletin tesisi için İslami referanslara dayalı model önerilerinin geliştirilmesi
  5. Özellikle düzenleyici yasalarda, gönüllü müslümanların İslam hukukuna göre muhakeme usullerinin önü açılmalı. Gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı. Farklı inanç gruplarına da kendi inanç ve hukuk sistemlerine göre yargılama kolaylıkları sağlanmalı.

Bu bildiri, toplumun İslamileştirilmesi sürecine dair kapsamlı bir yol haritası sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” (Ra’d Suresi, 11) Bu ilahi uyarıyı dikkate alarak, bireyden topluma doğru uzanan bir ıslah çabasıyla, sabırla ve hikmetle toplumun İslami değerlerle güçlendirilmesi, müslümanların ortak sorumluluğudur.

Çevreyi Koruma Bildirisi

Çevre Nedir / Tanım

Çevre, Allah Teala’nın bizlere emanet ettiği, tüm canlıların yaşam faaliyetlerini sürdürdüğü ortamdır. Bu bildiri, başta müslümanlar ve bütün insanlar için çevrenin önemini ve neden korunması gerektiğini ifade ederek, nasıl korunması gerektiği konusunda bir yol haritası işlevi görmeyi hedeflemektedir.
Çevreyi korumak, insanlığın ve bütün canlıların geleceği, güveni ve huzurunun temini için şarttır. Çevreyi korumak hem Müslümanlar için dini bir görev, hem de bir insan için etik bir sorumluluktur.

Çevre Niçin Korunmalıdır?

Bir insan çevreyi niçin korumalıdır?

Çevre, yaşam alanımızdır, sağlığımızın ve refahımızın temelidir. Temiz hava, su ve toprak olmadan sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkün değildir. Çevreyi korumak, kendi sağlığımızı ve gelecek nesillerin yaşam hakkını korumak demektir.

Bir Müslüman olarak

Çevre Müslümanlara verilmiş bir emanettir. Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır." (Rum Suresi, 41) Çevreyi korumak, Allah'ın emanetine sahip çıkmak ve O'nun rızasını kazanmanın bir yoludur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de "Kıyamet kopacağını bilseniz bile, elinizdeki fidanı dikiniz." (Ahmed bin Hanbel) buyurarak çevre bilincinin önemini vurgulamıştır.

Bir Türkiye Vatandaşı olarak

Anayasamız, çevrenin korunmasını devletin ve vatandaşların görevi olarak belirlemiştir. Çevreyi korumak, vatandaşlık görevlerimizden biridir. Ülkemizin doğal güzelliklerini ve kaynaklarını koruyarak, gelecek nesillere yaşanabilir bir vatan bırakabiliriz.

Bir Müslüman Ülke Vatandaşı Olarak

Müslüman ülkelerde çevre sorunlarının çözümü, İslam'ın emanet bilinciyle şekillendirilmelidir. Doğal kaynakların adil ve sürdürülebilir kullanımı, ümmet içinde adaletin ve merhametin yaygınlaşmasını sağlar. Bu bilinç, Müslüman ülkelerin kalkınmasında ahlaki bir temel oluşturur.

Çevre Nasıl Korunmalıdır?

Çevrenin Korunması için; bireysel, kurumsal, devlet düzeyi, uluslar arası düzey ve çok boyutlu olmak üzere toplam 5 düzeyde faaliyet gösterilmesi gerekmektedir.

Bireysel Planda

Su, elektrik ve doğal kaynakları israf etmez.
Çevreye çöp atmaz. Atık yağları su kaynaklarına boşaltmaz.
Ambalajlı gıdalar yerine doğal gıdaları tercih eder.
Geri dönüşüm ve ayrıştırma kurallarına uyar.
Ağaç dikebilir. Evinde uzun ömürlü fidanlar yetiştirebilir.
Yeşil alanları koruyabilir.
Anız yakma, mangallı piknik vb konularda daha duyarlı olabilir.
Toplu taşıma ve bisiklet gibi çevre dostu ulaşım yöntemlerini tercih edebilir.
Sürdürülebilir enerji kaynaklarını tercih edebilir.
Çocuklara çevre bilinci kazandırmak, örnek olabilir.
Tarımsal üretim süreçlerinde organik ve atatohumlarını tercih eder. Tarımsal ilaçlardan uzak durur.
Çeşitli dost meclislerinde çevre etkinlikleri yapar. İsraf ve kirlilik konusunda duyarlılığı taze tutar.
Ailesi içinde tasarrufu ve çevre temizliğini gündemde tutar.

Kurumsal Planda (Sivil Toplum Örgütleri ve Şirketler)

STK'lar sivil sahada yapılabilecek faaliyetlerin organize edilmesini sağlar. Bireylerin bilinçlendirilmesi, hukuki çerçevede yaygın ve örgün eğitim faaliyetleri, kültürel, sportif etkinlikler düzenler.
Şirketler, tüm ticari faaliyetlerini, personel politikalarını ümmetin menfaatine olacak şekilde yapılandırır.
STK'lar çevre bilinci temalı konferanslar, yarışmalar ve temizlik kampanyaları düzenlemelidir.
Şirketler üretim süreçlerinde doğa dostu yöntemlere geçmelidir.
İş yerlerinde enerji tasarrufu ve atık yönetimi sistemleri kurulmalıdır.
Helal ve çevre dostu ürün sertifikasyonu yaygınlaştırılmalıdır.
Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri doğa ile barışık yaşamı teşvik etmelidir.
Sanayi kuruluşları çevreye duyarlı üretim modellerine geçiş yapar.
Şirketler toplumun ihtiyacına yönelik üretim yaparak, israfın önüne geçer.

Devlet Düzeyinde

Çevre eğitimi ilkokuldan üniversiteye kadar öğrencilere vurgulanmalıdır.
Ormanlar, su kaynakları ve doğal yaşam alanları yasal olarak sıkı şekilde korunmalıdır.
Yeşil enerji projeleri ve atık geri dönüşüm yatırımları teşvik edilmelidir.
Camiler, okullar ve kamu binaları çevre dostu sistemlerle donatılmalıdır.
Çevreyi tahrip edenlere yönelik cezai yaptırımlar artırılmalıdır.

Uluslararası Boyutta

Müslüman ülkeler arası çevre iş birliği platformları oluşturulmalıdır.
İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde çevre ajansı kurulmalıdır.
İklim değişikliğiyle mücadelede ortak projeler geliştirilmelidir.
Uluslararası konferanslarda İslami çevre ahlakı savunulmalı, tanıtılmalıdır.
Küresel çevre kampanyalarında İslam ümmetinin katkısı artırılmalıdır.

Çok boyutlu Program ve Projeler

Bireysel, kurumsal, devlet ve uluslararası düzeyde katılım gerektiren programlardır.

1. Ümmet Çevre Platformu

  1. Doğayı koruyan, İslami değerleri önceleyen çevre programı geliştirilmeli ve ümmet çapında uygulanması teşvik edilmelidir.

2. Çevre Ekonomisi Programı

  1. Müslüman ülkeler arasında çevreci ekonomik programların yaygınlaştırılması teşvik edilmelidir.

3. Çevre Bilinci Eğitim Programı

  1. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarının doğayla bütünleşik kampüsler şeklinde kurulması planlanmalıdır.
  2. Şirketlerin ve sanayi kuruluşlarının çevre konusunda bilinçlendirilerek, aşırı su ve doğal kaynak kullanımlarının önüne geçilmesi hedeflenmelidir.
  3. Çevreyi kirleten, bilhassa büyük şirketlere yönelik yaptırımlar arttırılmalıdır.

4. Ümmet Çevre Geliştirme ve Doğal Afet Dayanışma Ağı

  1. Çevre felaketleri ve iklim değişikliği konusunda doğayı koruma önlemlerinin hızlı şekilde geliştirilmesi.
  2. Afet ve kriz durumlarında Müslüman ülkeler arasında hızlı yardımlaşma mekanizmalarının kurulması
  3. Yoksullukla mücadele için ümmet çapında projeler geliştirilmesi
  4. Zekat kurumunun fakir Müslümanlara tahsis edilmesi sürecinde çevreci ilkelerin gözetilmesi.

5. İslam Dünyası Çevreyi Koruma ve Doğa Güzellikleri Geliştirme Programları

  1. İslam ülkelerinin doğal güzellikleri tanıtılmalıdır. Ümmet kardeşliği tarihi ve manevi turizmin yanında, doğa turizmi ile desteklenmelidir.

Bu bildiri, İslam’ın çevre konusundaki hassasiyetini vurgulayarak, Müslümanları ve tüm insanları çevreyi koruma konusunda harekete geçmeye davet etmektedir. Dünya insanlara Allah’ın emanetidir ve bu emanete en güzel şekilde sahip çıkmak, yarınlara daha yeşil, daha temiz ve daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hem dini hem de insani bir görevdir.

2025